Aynı elden yürütülen, tefessüh etmiş batılıların yaptığı katliamlar ve soykırımlar:
Batı asla medeni olmamıştır. Tarih bunun kanıtıdır. Medeni olan toplumlar başka bir toplumun dinine, mabedine, vatanına, namusuna ve yaşam hayatına müdahale etmez, zarar vermez.
İnsanlıktan yoksun ecnebilere ne uluslararası hukuk nede insan hakları bildirgesi işliyor. Peki bunların yaptırımını kimler yapacak?
Medeniyete saygısı olan yeraltı kaynaklarını sömürmez kendi emelleri keyifleri için insanlığı katletmez...
Asırlar geçmesine rağmen insanlığın sükût ettiği, ecnebilerin yaptığı işlere bakın ki ibret alasınız.
Tarihe kara leke olarak yazılan haçlı zihniyetinin oyunları.
“1910-1970” yılları İngiltere yaklaşık “100.000” Avusturalya’lı Aborjin kökenli çocuk ailelerinden kaçırarak kopartmıştır.
Daha evveliyatında 18. yüzyılda zulüm kamplarındaki kadınlara, yaşlılara, çocuklara yapılan eziyetlerin sonrasındaki ölümleri ve sömürüleri varın siz düşünün.
Kayıp ettikleri çocuklara gerekçeleri nedir bilir misiniz? “Aborjin halkının kendi başlarına bir geleceği olamayacağıymış” batılı beyinlerin söylemi...
İnsanlığa utanç veren kayıp çocuklar…
“1935-1941” İtalya-Habeşistan Savaşı 3 Ekim 1935 tarihinde İtalyan birlikleri yaklaşık 400.000 kişilik bir kuvvetle Habeşistan'a girip kimyasal silahlarla katliam yapmıştır...
İtalya saldırılarında hiçbir uluslararası kurala uymamıştır hardal gazı kullandı ve böylece Cenevre Protokolü'nü de ihlal etmiş oldu. Hardal gazı sadece askerlere değil, sivil halka karşı da kullanıldı, hatta ekili tarlaların üzerine bile hardal gazı sıkıldı.
Şimdilerde İsrail’in, Filistin topraklarını kimyasallarla zehirlediği gibi…
İtalyan birlikleri Kızılhaç ve Kızılay hastanelerini de bombaladılar. İngilizlerin 1941 yılında işgale son vermelerine kadar İtalyanlar Habeşistan'da yaklaşık 760.000 kişinin ölümüne neden olmuştur.
“1933-1945” Holokost Nazi rejimi ve yandaşları yaklaşık altı milyon Yahudi'yi işkence edip öldürmüşlerdir. Hatta birçok Yahudi’yi ellerindeki kanı temizlemek için sabun yaptılar…
Buda teröre destek veren Alman Nazilerinin insanlık suçudur…
II. Dünya Savaşı “1939-1945” Savaşın faturası “47 milyon” siville birlikte, yaklaşık “72 milyon” insanın ölümüyle sonuçlandı.
Almanya savaşı kaybedip ülke toprakları ele geçirildikten sonra, Amerikalı ve Fransız askerlerinin toplamda “12.500 kadına tecavüz ettiği” iddialar arasında yıllarca unutulamayan, insanlığa ve doğan çocuğa psikolojik bir yıkımdır.
Ayrıca Ruslar 240.000 civarında kadın ve çocuğun ölümünden dolaylı olarak sorumlu tutulmaktadır.
“1950-1953” Kore Savaşı Taejon Katliamı…
1950 yılında, 3500 Güney Koreli siyasi mahkûmun, Kuzey saflarına katılabilirler şüphesiyle, topluca öldürülmesi olayının; Amerika'lı üst düzey yetkililer tarafından önceden bilindiği ve göz yumulduğu, yakın bir tarihte ortaya çıkarılanlardandır.
Savaşta 3 milyon Koreli hayatını kaybetmiştir. Buda acı katliamlardan biridir.
“1954-1962” Cezayir 8 yıl süren Cezayir Bağımsızlık Savaşı'n da “1,5 milyon” Müslüman hayatını kaybetmiştir.
Ancak bunun öncesinde 8 Mayıs 1945'te Fransızlar Setif ve Guelma'da 45 bin Cezayir vatandaşını katletmiştir.
Dünya seyirci kalsın bu soykırımlara. Unutulmasın Dünya’nın 5 ülkeden büyük olduğunun bilinmesi çokça önem arz etmektedir.
“1955-1972” I. Sudan İç Savaşı Savaşın başlamasında, 1924-1956 yılları arasında İngiltere'nin ülkenin kuzeyine ve güneyine iki farklı devlet olarak yaklaşmasının rolü büyüktür. 17 yıl süren iç savaşta 500.000'den fazla insanın hayatını kaybettiğini biliyormuydunuz?
“1983-2005” II. Sudan İç Savaşı İkinci savaşın bedeli ise daha ağır olur. Yaklaşık 2 milyon insan hayatını kaybederken 4 milyon ise evlerinden oldular…
“1959-1975” Vietnam Savaşı'nda “4 milyon 200 bin” kişi hayatını kaybetmiştir... Vietnam savaşında Amerika'nın sivil halk üzerinde kullandığı zehirli portakal gazının insan hakları suçu olduğunu bilmeyen yoktur. Lakin kimse bunlara bir yaptırım uygulatmamaktadır…
“1980-1988” İran – Irak Savaşı Yaklaşık “700 bin” insan savaş sonucunda ölmüştür. Fransa, İngiltere, ABD ve Sovyetler'in savaşa katkısı vardır. Bu saman altından su yürütme cinsindendir, lakin artık biliniyor.
“1994” Ruanda, 100 gün içerisinde “1,174,000” kişi soykırıma uğramıştır. “400” bin civarında çocuk yetim kalmıştır. “Onbinlerce dul tecavüze uğramış ve aids hastalığına yakalanmışlardır” Takriben 2 milyon insan cebren göç ettirilmiştir. Ruanda’ya yapılan yine, batı destekli gibi…
Neden biliyor musunuz? Orta Afrika ülkelerinden Ruanda ve komşusu Burundi'nin devlet başkanlarını taşıyan uçak, 6 Nisan 1994'te Ruanda'nın başkenti Kigali'ye inişe hazırlanırken açılan ateşe hedef olarak düşürüldü.
Ertesi gün Ruanda'da gerekçesi uçağın düşürülmesi amansız bir soykırım yapılmaya başlandı.
Yaşanan büyük insanlık trajedisi, katliamların ardından BM, ABD ve Belçika kendi sorumluluklarını kabul ederek özür dilemiştir. Ancak Fransa hala inkâr etmektedir çok manidar bir durum…
Beyinleri tarih çöplüğüne gömülen haçlı zihniyetlerinin yaptıkları katliamları ve soykırımları unutmayınız…
Aynı zihniyet bizimde içimizde de yaptırmadan geri durmamıştır.
Sivas'ta 2 Temmuz 1993'teki Madımak Oteli katliamından hemen sonra Başbağlar katliamı yapıldı.
Hep madımak oteliyle ilişkilendirilir lakin hep sessiz kalınan bir hadisedir…
Başbağlar Katliamı, 5 Temmuz 1993’de Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde gerçekleşti.
“pkk 33 sivili öldürülüp köy ateşe verdi”. “Köydeki 191 ev, cami ve okul, içindeki insanlarla birlikte yakıldı. 1'i kadın 4 kişi yandı. 210 hanenin 191'i yandı. Olay yerinde 585 boş kovan bulundu.
Yapılan bu katliamlar aslında birer soykırım girişimidir.
“1988” de başlayan Ermenistan ve Azerbaycan savaşı hocalar katliamıyla tarihe kara leke olarak iz bıraktı…
Ermenistan’ın “1988 de nüfus oranı 3,500 milyon”… Azerbaycan’ın nüfusu ise nerdeyse iki katı “7 milyon”.
Savaşın baş aktörü Ermenistan Bakü’ye başkaldırıp çardaklı bölgesindeki Azerileri zulüm etmeye başlamaları onları göçe zorlamaları fitilin ateşlenmesine sebep oldu.
Tarihler 26 Şubat 1992'yi gösterdiğinde, Azerbaycan'ın Hocalı kasabasında büyük bir vahşet yaşandı.
Yine Dünya sessizce izledi çünkü katledilenler Türklerdi. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin resmi açıklamasına göre “106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlı hayatını kaybetti”.
Srebrenitsa Katliamı 11 Temmuz 1995;
“1995” de Yugoslavya iç savaşı sırasında Sırp ordusu, "Krivaya 95 Harekâtı"nın bir parçası olarak Srebrenitsa'yı işgal etmiştir.
Yaşanan bu olay bir işgal olarak kalmamış bir katliama dönüşmüştür.
Çünkü Bosna – Hersek'in Srebrenitsa kentinde en az 8.372 kişi "Ratko Miladiç" komutasındaki ağır silahlı Sırp ordusu tarafından öldürülmüştür.
Yapılan katliamda genç yaşlı demeden binlerce insan yaşamını yitirmiştir.
Yapılan katliama Sırp ordusunun yanı sıra, Bosna-Sırp ordusunun "Akrepler" olarak bilinen özel birlikleri de katılmıştır.
Ne Birleşmiş Milletler'in Srebrenitsa'yı güvenli bölge ilan etmesi dinlenilmiş, ne de kentte bulunan 600 Hollanda Barış Gücü askeri katliama mani olmuştur.
Maalesef 21. Yüzyılda olmamıza rağmen katliamlar Müslüman coğrafya da devam etmektedir. Gerek Türkmen cephesi, gerek arakan gerek doğu guta da İnsanlık sükût etti… Vesselam…
Yorum Yazın