MENU
  • YEREL HABERLER
  • EĞİTİM
  • ASAYİŞ
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • YEREL HABERLER
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • BİYOGRAFİLER
  • E-GAZETE
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
  • E-Dergi
24 Saat  Ankara Haberleri I Redaktör Haber
DOLAR17.9171
EURO18.3527
GR ALTIN1033.5
ÇEYREK1700.6
Ankara
24 Saat  Ankara Haberleri I Redaktör Haber
24 Saat  Ankara Haberleri I Redaktör Haber
  • ANKARA HABERLERİ
  • GÜNDEM
  • ULUSAL HABERLER
  • POLİTİKA
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • SPOR
  • KÜLTÜR SANAT
  • SAĞLIK
Kapat

Susan Sontag’ın Başkalarının Acısına Bakmak Kitabı Çerçevesinde İnsanın Mahremiyeti

Ana SayfaYazarlarAyşe Hicret AYDOĞAN
14 Temmuz, 2022, Perşembe 11:59
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt

“Fotoğraflarla hatırlama, diğer anlama ve hatırlama

biçimlerini gölgede bırakır.”

Susan Sontag

 

Susan Sontag, son yıllarda bazı kitaplarını okuduktan sonra hayranlık duyduğum ve yaşamını araştırma gereği hissettiğim bir isim. Dolu dolu yaşamanın hakkını veren bir isim olduğundan yaşamının ne kadarına haiz olabildim bilmiyorum. Sontag, deneme ve roman yazarı. Beni etkileyen tarafı ise aktivist ve insan hakları savunucusu olması yanında savaş fotoğrafçılığına farklı bir bakış açısı sunduğu “Başkalarının Acısına Bakmak” isimli kitabı oldu.

Saray Bosna ve Irak’ta insan olmanın en acılı yerlerine dokunan Susan Sontag, Başkalarının Acısına Bakmak kitabındaki makalelerinde, insanoğlunun kendinden uzakta olan acıya karşı verdiği tepkiyi ölçüyor ve vahşeti kanıksamayı eleştiriyor.

Sontag’ın savaş fotoğraflarının yayımlanmasına/yayılmasına yönelik eleştirileri bir başka noktayla bağdaşıyor. Gündüz kuşağı programlarının arttığı, sosyal medyada kişisel özgürlüğümüzü kendi ellerimizle tanımadığımız insanlara sunduğumuz ve aslında bir yandan da kendimizi nasıl koruyacağımızı şaşırdığımız bir dönemde daha da önemli hâle gelen “acıyı kanıksamak” edimini hatırlatıyor.

İnsanın özel alanını yani mahremiyetini sunması ayrı bir konu iken bu düzenin var olmasını sağlayan “sorumlu kişiler” ayrı bir makale konusu elbette. Ancak içinde bulunduğumuz yüzyılın “özgürlük” teması adı altında mahremiyet olgusuna vurduğu darbe konusunda ciddi araştırmalar mevcut.

Bireyin en önemli işlevlerinden biri kuşkusuz “hisseden bir varlık” olması. Duyguların elimizden alınması ise birden olmuyor. Bu bağlamda insanın, deyim yerindeyse, gözünün daima açık olması; günümüz koşullarında hissizleşmeden yaşamını idame ettirmesi gerekiyor.

Her an gözümüzün önüne getirilen mahremiyet ihlali görüntüler, zihnimizde başkasının başına geleni önemsizleştiriyor. Susan Sontag, bunları savaş fotoğrafları üzerinden dile getirse de sükût içinde izlediğimiz her şeyin bu konuya dâhil olduğu kanaatindeyim.

Sontag, kitabında hafıza ile ilgili çok önemli saptamalarda bulunuyor: bireysel hafızanın geçip gittiğini, insan ölünce hafızanın da ölüp gittiğini vurguluyor. Ancak kolektif hafızanın koşullandırıcı bir tür olduğunun altını çiziyor. Dünyada insanlığın hangi tarafa doğru evrilmesi gerektiği ile ilgili yapılan olumsuz çalışmalar olduğunu biliyoruz. Sosyal medya, televizyon gibi etmenlerle kolektif hafıza oluşturuluyor ve bu “Kitle Psikolojisi” denilen büyük bir yapıya dönüşüyor.

Kitle psikolojisi doğru kullanıldığında güzel sonuçlar doğuracaktır ve fakat içinde bulunduğumuz yüzyılda bilinçli ve etik değerlere bağlı kalmaksızın kullanılmaya devam edersek vahim sonuçlar doğuracağı aşikâr.

Alışan, kanıksayan, unutamayan insanlar hâline geldiğimizi kim inkâr edebilir. ‘Unutmak’ elimizden alındı. Hayat, birçok fotoğraf karesi şeklinde gözlerimizin önünden akıp gidiyor. Güzel bir olay gördüğümüzde –o kadar az ki- gün boyu sosyal medyada paylaşılıyor ve unutuyoruz. Ancak acı içerikli herhangi bir görselin ya da videonun, unutmamıza bile izin verilmeden, benzerleri servis ediliyor.

“Fotoğraf karışık sinyaller gönderir: Hem ciddi bir olayı yansıttığı konusunda sizi uyarır ama aynı zamanda da şöyle haykırır: Ne manzara ama!”

Dünyanın büyük bir çoğunluğunun görsel hafızaya sahip olduğunu biliyoruz. Bu durumun kötü niyetle kullanılması kaçınılmaz son olarak yanı başımızda duruyor.

Susan Sontag, eserlerinde toplumsal belleğe dair önemli önermelerde bulunuyor. Sontag ile tanışmanın ve röportajlarını dinlemenin de kişisel gelişime katkı sağladığı kanaatindeyim.

Ezcümle, bireysel olarak yapabileceklerimizi es geçmeyerek, hem kendimize hem toplumsal hafızaya karşı sorumluluğumuzu hatırlamak en önemli görevlerimiz arasında yerini koruyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yazın

Ayşe Hicret AYDOĞAN

    iletişime geç

    Ayşe Hicret AYDOĞAN

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Köşe Yazarları
    İsmail Tekpınar
    İsmail Tekpınar BU KOCA ŞEHİRDE EVSİZİM
    İmbat Muğlu
    İmbat Muğlu Dohuk saldırısı
    İbrahim GÖKDEMİR
    İbrahim GÖKDEMİR ZAMLAR, KAMU VE ÖZEL SEKTÖR
    Salih Kurnaz
    Salih Kurnaz ŞIMARAN SOL VE +ALTILI İTTİFAK
    Ayşe Hicret AYDOĞAN
    Ayşe Hicret AYDOĞAN Susan Sontag’ın Başkalarının Acısına Bakmak Kitabı Çerçevesinde İnsanın Mahremiyeti
    İlhan KOÇ
    İlhan KOÇ MUTLU İLİŞKİLER VE MUTLU EVLİLİK
    Mevlüt Şahin
    Mevlüt Şahin YANAN ORMANLIK ARAZİLERE KIZILÇAM DİKMEK İHANETMİ?
    Osman Çakır
    Osman Çakır Kuraklık Türkiye'yi kurutmadan...
    Sevim KANSUVA
    Sevim KANSUVA MASKELERİN NEFES ALDIRMADIĞI YÜZLER
    Kemal Haluk CEBE
    Kemal Haluk CEBE POZİTİF SİYASET
    Nedim Yüksel ÇAKIR
    Nedim Yüksel ÇAKIR YANI BAŞIMIZDAKİ TEHLİKE; UÇUCU MADDELER..
    Kutlu TAMAY
    Kutlu TAMAY ANKARA’ DAN DÜNYAYA AÇILAN MARKA ‘’BUTCHA’’
    Fatma Yılmaz
    Fatma Yılmaz SINIRLARIMIZ
    Zeynep Gökdemir
    Zeynep Gökdemir BİR HARF NİCE YOLLAR AŞTIRIR
    Dursun Erkılıç
    Dursun Erkılıç ABD’nin vize bombası!
    24 Saat  Ankara Haberleri I Redaktör Haber
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Redaktör Haber 2022 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle