Siyasete yeni bir ayar geliyor. Gelmesi de elzemdir.
Adaletin tam hakiki manada tecelli etmesi için;
Adâlet-i mahza, bir masumun hakkı ne ise bütün millet için dahi ibtal edilemez… Bir fert dahi umumun selameti için feda edilemez…
Hak ve adalet Manen ve maddeten küçüklüğüne, büyüklüğüne bakılmaz. Bir ferdin hakkı neyse küçük, büyük için hayatı hakkı feda edilemez…
Büyük bir mahkemeye ihtiyaç vardır ki biri mükâfatını alsın diğeri cezasını görsün.
İşte siyasette ve bürokrasi de makamlar hizmet için kullanılır. Lakin kimse saltanat süremez, bir ömür boyu o koltukta kalıp şahsi menfaatleri için kullanamaz.
Koltuk gitmesin, korkusuyla taviz verilip zaaf gösterilemez.
Ülkesi milleti için hizmet yeridir oturulan koltuklar, bu tüm siyasi görüşler için aynıdır. Sadece bir veya bir kaçı için değil, iktidar olsun muhalefet olsun fark etmemelidir.
Bakın Osmanlı da, kadılar atandıkları yerde ortalama iki yıl kalıyorlar.
Ta ki orada kendi şahsi menfaatleri için ekip kurup, rant kapıları elde etmemeleri ve entrikalar döndürmesinler.
Ne hikmetse bizdeki siyasetçiler, alttan gelene asla hayat hakkı tanımıyorlar. Varsa yoksa biz olalım, biz yapalım yanlışta yapsak, doğruda yapsak bizden başkası siyaset meydanlarında olmasın.
Artık devir değişti, yenidünyanın siyasetinde yeni kuşak siyasetçiler önemli. Siz büyükleri olarak onlara varsa tecrübelerinizi aktarın manen destek olun.
Köstek olanlar yoldan çekilsin…
Sayın Cumhurbaşkanımız şu anda halkın hissiyatlarına tercüman oluyor.
İstifa etmek koltuktan çekilmekte bir onurdur.
Bunu asla yanlış anlamamak lazım…
Onurlu, izzetli bir şekilde gelindiği gibide gidilmesi bilinmeli.
Büyükler ne güzel demiş “edeple gelen lütufla gider”
Siyaset rant kapısı olmaktan çıkmalı, hizmet kapısı olması için çalışılmalı kimse koltuğunda baki değil.
Hizmetini yapan devam eder. Yapamayan şaibeye karışan çeker gider.
Kimler geldi kimler geçti, siyaset arenasından. Kimilerinin ismi halen insanların hafızaların da yaşar iyilikle yâd edilir.
Kimileri de milletin hafızaların da kahırla anılır bu en kötüsüdür.
Buna dûçar olmamak için fertlere hizmet etmekten ziyade halka hizmet edenlerden olmak önem arz eder.
Siz düşünün bir siyasetçinin yirmi, otuz sene aynı koltukta kalıp artık kendi saltanatını kurmasını, halktan uzak halkın ulaşamadığını bir siyasetçi profili artık bitti.
Sözüm ona bakanın ve vekilin bile ulaşamadığı bir siyasetçi, kapansın artık o köhnemiş siyaset mantığı kabul görmüyor yeni nesilde.
Hizmetini yapan sonrasında bayrağı daha yükseklere taşıya bilen genç dinamik arkadaşlara devretmesi elzemdir.
Eğer biz kalkınmayı, büyümeyi düşünüyorsak buda böyle olmalıdır…
Dâhili ve harici her türlü tedbiri almamız lazım, dışarıda batıya ayar çekiyoruz lakin içerideki siyasetçilere ayar çekmezsek bu işler olmaz.
Kaleler içerden fetih edilir içerde hain varsa kapı kilit tutmaz, her daim bir yer açık kalır.
Altın kuraldır eğer kendinizi yeni siyasette yenilemezseniz sandıkta sonunuz hüsran olur çünkü milletin gücünü göz ardı eden yanılır.
*****
Birçok yazımda bahsettim yenidünyanın süper gücü Türkiye’dir bunun kanıtıdır uğrak yeri olduk artık…
Eski dünya düzenine baş kaldıran, tüm ülke liderleri Türkiye’nin yanında yer almaktadır.
Yakın günlerde gelen Venezüella başkanı Nicolas Maduro ziyaretinde önemli mesajlar vererek bizim gücümüzü teyit etti.
Çünkü oda aynı bizim gibi düşünenlerden. Dünya beşten büyük diyenler arasında.
“Türkiye’ye güveniyoruz. Yeni bir gücün doğduğunu biliyoruz. Türkiye’nin tarihine ve kültürüne inanıyoruz. Daha da yaklaşarak dostluk kollarını bize uzatıyorlar”
Çünkü benim ülkemi güçlü gördüklerindendir aksi, takdirde kimse karakaşımıza ela gözümüze hevesli değil…
Milletin adamı, milletten aldığı güçle yeniden tüm teşkilatları imar ediyor. Geçte kalınsa da zararın neresinden dönülürse kardır.
Eğer değişim olmazsa sandıkta sonuç vahimdir…
Tüm siyasi partiler aklımızı başımıza almamız elzemdir. Oyun büyük aksi takdirde Türkiye gemisi batarsa hepimiz gark oluruz maazallah.
Yorum Yazın