Toplumlarda akıl ve fikir sahibi her ferdin yazma hakkı vardır, lakin hür iradesiyle aklıselim olarak yazmalıdır.
Birilerinin güdümünde olarak ısmarlama yazı yazarak ve gazetecilik yapılamaz…
Yazar olmak ahlak gerektirir, devletiyle çatışan bir yazar ve kalem olamaz. Hele dış mihrakların yazarı asla olamaz.
Günümüzdeki bir takım yazan, çizenler devletle hükümeti karıştırır oldular. Mevcut İktidardaki hükümete zarar vereceğiz diye devlete zarar verdiklerinin ya farkında değiller ya da menfi zihniyetle, birileriyle ittifak ederek yazıyor ve haber yapıyorlar…
Milli yazarlara her geçen gün ihtiyacın arttığını görmekteyiz. Kalemini gönülden, yürekten, kalpten yazanların önemi burada öne çıkmaktadır.
Medyanın özgürlüğüne sığınarak kendilerini Cumhuriyetçi ittihaz ederek devletin reisi Cumhuruna büyüklerine ağır ithamlarda bulunmak ne kadar ahlaka sığar.
Devletin önemli bilgilerini deşifre etmeye ne yazarların nede medya organlarında çalışanların hakkı yoktur. Bunu ancak milli olmayan ülkesine ihanet edebilen, satanlar yapar.
Eğer yaşadığımız coğrafyada, Türkiye’nin bayrağının altında isen asla devletine ve milletine ihanet etmemen gerekmektedir.
15 Temmuz gecesinde gördük birçok hadiseleri, gerek korkak medyayı gerekse kalemini yanlı yazan ve koyun postuna bürünenleri.
Milli ve manevi devletçi kalemleri olanlar yeni nesillere aktarılabilecek doğru ve ahlaklı yazılarıyla gelecek neslin yol göstericisi ve hamisi olacaktır.
Takipçi kitlesine yön veren, geleceğe dair kalemiyle, ahlakıyla dik durabilen, siyasi otoriterlerin karşısında eğilmeden bükülmeden “emir olunduğun gibi dosdoğru ol” ayetinin bahsettiği gibi olmalıdır yazar.!
Usta kalem yazar Emin Pazarcı Ağabeyin bir paylaşımını sizlere nakletmek isterim: işte malum yanlı gazete ve yazarları olan batının taklitçisi, siyonizmin, fetönün kalemleriyle aynı kalem, aynı fikir de yayın yapan cumhuriyet gazetesi ve yazarları…
“Biraz önce Cumhuriyet'e baktım, birinci sayfasından kamuoyuna bir duyuru yapmış. Sürekli olarak "hukuk" vurgusunda bulunuyor.
3. Sayfada da Can Dündar tehdit kokan bir yazı yazıyor. Bu Can Dündar, hukukun 5 yıl 10 ay hapis cezasına mahkûm ettiği ve kanunun cezayı infaz etmek için peşine düştüğü bir kaçak.
Hani "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" derler ya, aynen öyle.
Ayrıca...
Cumhuriyet'i iyi bilirim ben. 1980 öncesi Ülkücülerin adreslerini yayınlardı bu gazete ve yasa dışı sol örgütler de onları katlederdi. Örnek mi istiyorsunuz? Mesela Necip Altınok, adresinin Cumhuriyet'te yayınlandığı günün ertesi Ankara Küçükesat'taki evinin önünde katledildi”.
Bunlar kendilerini Cumhuriyetçi zannedenler, milli Cumhuriyetçi değiller, batı taklitçisi Cumhuriyetçiler en çok ülkeye zarar verenlerde bunlardır.
Bize milli ve yerli Cumhuriyetçiler lazımdır batının felsefesiyle yoğrulmuş değil.
Dikkat ediyorum bir asra yakındır Cumhuriyeti kendilerine kalkan yapanlar, diline dolayanlar sözde Cumhuriyetçi fiiliyatta batılı olanlar Cumhuriyete muzır bir halde çokça zarar vermeye devam ediyorlar.
Son demlerini yaşıyorlar artık bitmesi de elzem olmuştur. Faydasından çok zararları vardır. Ahlaklı ve milli olanları davet ediyorum, madem Cumhuriyeti kullanıyorsunuz içinizdeki batının kalemiyle hareket edenleri temizleyin.
Milli Cumhuriyetçilerle devam edin hariçten emir alanları temizleyin.
Ülkeye zarar veren tefessüh eden kalemşörlerden kurtulun gerçek vatansever Cumhuriyetçiler ortaya çıksın.
Mamafih ülkemizde milli medyaya ve milli yazarlara ihtiyaç hasıl olmuştur.
Yorum Yazın