Kültür ve medeniyet kelimesi çok fazlaca manalara gelmektedir.
Kültür bir toplumun yön bulucusu, pusulasıdır, deniz feneridir, gece yön tayin eden yıldızlar gibidir. Azgın sulardan kurtaran köprüdür…
Dil bir toplumun vazgeçilmezleri arasında ki önemli bir unsurdur. Dil bir milletin sesi ve haykırışıdır. Dil bir milletin içerisinde kültürünü ve medeniyetinin büyüklüğünü gösterir…
Din Kültür ögesinin en önemli unsurlarından biridir olmazsa olmaz dediğimiz ve tıpkı Dini bayramlarımız gibi…
Lâkin benim anlatmak istediğim maddî, mânevi kültür ve medeniyettir...
Kültür bir milletin inanç, fikir, sanat, âdet ve geleneklerinin, maddî ve mânevi değerlerinin bütününü koruyup, muhafaza etmektir aslında...
Kültür bir milletin sanat ve fikri eserlerinin bütünüdür. Eğer Sultan Fatih’in ve onun gibi değerli ecdadın açmış olduğu kültür ve medeniyet olgusu kendinden sonra da devam etmiş olsaydı, belki de Osmanlı Devleti irfan, kültür ve medeniyet kıblesi olarak cihanın yüzünü kendine çevirmekte devam edebilme özelliğini yitirmez ve hafızalardan silinmezdi.
Bir toplumun geçmiş ve gelecek nesillerini birleştirmek, geçmişle bağlarını güçlendirmek için zihinleri geçmişle tazelemek istiyorsak, tıpkı bir bahçenin işlenerek toprağının tazelenmesi ve daha güzel mahsul alınması gibidir.
Tıpkı insanoğlunun mayasının toprakla yoğrulduğu ve onun gibi çok şeylerin yeniden neşv-ü nemâ bulduğu gibi…
Mâmâfih halen Dünya da örf ve adetleri, kültür ve medeniyetlerini gerek yöresel kıyafetlerini, harflerini, kutsallarını atalarından kalan bilgilerle devam ettiren özünden kopmayan toplumlar var olduğu da bilinmekte… Bizlerin ki gibi devrime uğramamış sömürüye maruz kalmamış özlerinden koparılmamış ve dereke edilmemiştir…
Gelenek ve görenekler yazılı olmayan kanunları gibidir aslında hukukun dayandığı birçok meselede müracaat edilendir…
Kültürünü unutan ve geçmişle bağını koparan bir toplum yok olmakla karşı karşıya kalır ve gelecek nesle aktarım sağlanamaz…
Aslında toplum fertlerden oluşur eğer fertlerde kültürel ve medeniyetlerinde bozulmalar hâsıl olup bağlar kopmuşsa o toplum ahlak ve mâneviyatta tefessüh eder maddeten de çöküşe geçer…
Kültür fikirlerin birleştiği toplumun ortak noktası ve fikirlerin sanata yansımasıdır. Kültür olmazsa sanatın icrası da olmaz.
Bir millet ve toplumun maddî, mânevi varlığına ait üstün niteliklerden, değerlerden, fikir ve sanat hayatında ki çalışmalardan, ilim, teknik, sanayi, ticaret ve sahalarda ki nimetlerden yararlanarak ulaştığı bolluk, rahatlık ve güvenlik içindeki hayat tarzı, yaşama biçimi, medenilik ve uygarlıktır…
Medeni olan kadim şehirlerde ve toplumlarda kültür, ahlak, adalet, tarihi geçmiş unutulmuşsa şehir sadece günlük ihtiyacı görür monoton bir hal alarak yozlaşır ve fikren çöker…
Maalesef bomboş bir nesil ve geçmiş ile bağ kurulamayan kuşaktan kuşağa aktarılamayan mezarlıklardan ibaret hayatlar kalır elimizde…
Gelecek nesillerle bağ kurabilmemiz ve aktarım yapabilmemiz için kültürümüze, sanata ve sanatkâra sahip çıkmak her birimizin görevidir… Vesselâm…
Yorum Yazın