Ankara’da su krizi kapıda. Artan sıcaklık, azalan yağış ve yeraltı sularındaki hızlı çekilme, başkentteki barajları alarm seviyesine getirdi. ASKİ, Ekim ayı doluluk oranını yüzde 3,2 olarak açıkladı. Yani barajlarda neredeyse su kalmadı.
Ve akıllara Kesikköprü Barajı geldi.
Melih Gökçek döneminde yapılan bu yatırım, yıllarca gündeme gelmedi, belki de hiç önemsenmedi. Mansur Yavaş’ın belediye başkanlığının ilk dönemlerinde, Kesikköprü’den gelen Kızılırmak suyunun “tarımda kullanılacağı” söylenmiş, kent içi kullanımına sıcak bakılmamıştı.
O dönemde muhalefet de projeye karşı çıkmış, “zehirler, hastalık yapar” gibi tartışmalarla kamuoyunu meşgul etmişti.
Ancak bugün durum farklı: Kesikköprü’den su verilmeye başlandı. Fakat kullanılmayan borular basınca dayanamayarak patladı, Ankara’da kademeli su kesintileri uygulandı. Yetkililer, “Boruları çelikle değiştiriyoruz, bu yüzden kesinti var” diyerek sorumluluğu eski yönetime yükledi. Fakat yeni borularla suyu vermeye çalıştıkları gün bile patlamalar yaşandı.
Sonuç olarak Ankara, günümüzde Kesikköprü’ye kaldı. ASKİ Genel Müdürü de bu gerçeği itiraf ediyor. Dün karşı çıkılan projeye bugün muhtaç olmak, düşündürücü bir ironi.
Tarafsız bir bakışla söylemek gerekirse: Şükretmek gerek. Çünkü birileri Kesikköprü’den su getirmeyi akıl etmiş, kilometrelerce boru döşemiş. Eğer o borular olmasaydı, bugün tamamen susuz kalmış olacaktık.
Ve Ankara, yine “kimin hatası” tartışmalarına takılıp kalmadan, suya ulaşmanın yolunu düşünmek zorunda.
Kalın sağlıcakla…

























Yorum Yazın