“Eski hâl muhâl; ya yeni hâl veya izmihlâl!”
Günlerdir Avrupa’nın ülkemizin üzerine baskı kurmaya çalışması ve tüm şer odaklarının ittifakını müşahede etmekteyiz.
Belki bunu göremeyenler ve anlamak istemeyenler vardır. Artık bu bizim yeniden var olma savaşımızdır.
Unutmayalım ki kimse kusursuz değildir, günahsız değildir. Sadece peygamberlerin “ismet” sıfatına mazhardır, onu da Allah istediği içindir…
Biz demiyoruz mevcut yapılan referandum dört dörtlüktür. Lakin eski Türkiye’ye nazaran yapılan hizmetleri de inkâr edilemez düzeydedir…
Türkiye’nin üzerine çöken kara bulutları dağıtmak için, var olmamız için, geleceğimiz için bizlere yapılan kalleş oyunları bozmak zorundayız…
Eski dünya ''muhal'' olurken yeni bir dünya doğuyor. Bizlerde bu yenidünyada varız dememiz için ya bu referandumdan “EVET” çıkacak ya da“izmihlâl”…
Hegemonyaları sarsılan Avrupa büyük endişe içinde saldırıya geçmektedir. Buda bizim doğru yolda olmamızın göstergesidir.
Hain Avrupa’ya çanak tutanlara derim ki hayırcıların safında olmayınız bu referandum bir milattır, iyi düşünün…
Menfaatlere dayanılan AB çöküşe geçmeye başladı İngiltere 2016 da referandum yapıp çıkma kararı almıştı. Şimdi ise çıkma dilekçesini bizzat verdiler.
Biz neden AB ye girmeye çalışıyoruz gemi yara almış batıyor artık AB’den çıkma referandumu bizde yapılması elzem olmuştur… Tefessüh etmiş Avrupa’nın peşine takılıp gitmenin hiçbir manası yoktur.
Fuzulinin çok güzel bir sözü var derki “söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil”
Kendi insanına gelince insan hakları, demokrasi özgürlüğü harfiyen uygulayan Avrupa… Neden başka milletlere gelince uygulamıyor.
Burada kendi hükümetini, devletini suçu var diyen batı hayranlarına sormak lazım akıllar başa alınmazsa gelecek nesil perişan olacaktır.
Demokrasiyi, insan haklarını uygulamaz çünkü asırlardır haçlılarla, hilalin savaşı vardır; bizler adalet derken onlar kapitalist sistem dediler.
Bizler huzur ve barış derken onlar kan akıttı. Bizler yeni bir dünya derken onlar skolastik çağın kafasıyla zulüm ederek devam ettiler…
Bizde ki 16 Nisan referandumu Avrupa’yı çok ciddi bir şekilde korkutması manidardır.
Yoksa kendi anayasalarını damı değiştireceğimizi zannedip panik atak oldular...
Türkiye aleyhine pankart astırıp slogan attırmadıkları gün geçmiyor. Sebebi ise “EVET” çıkacağının korkusu sarmasıdır. Bu demek ki yeni Türkiye’nin ayak sesleri olduğunun göstergesidir.
Eğer zamanın geçmiş gazetelerine bakarsanız cennet mekân sultan Abdülhamid hanın dar ağacına asılmış resimleri görebilirsiniz…
Aynı benzer hadise bizim devlet reisimizin başına silah dayayıp hain kalleş bölücü teröristlere öldürün demeleri ne kadar zül bir şekilde benziyor değil mi?
Akabinde kapaklara Atatürk’ün resmini koyup Atatürk şimdi olsaydı hayır derdi sloganı yapmaları hasta adam işidir…
Bu arada fetöcüler boş durmuyorlar içerde ve dışarda ev ev gezip hayır propagandası yapmayı da ihmal etmiyorlar…
Bu hayırcıları geçmişte ittihatçılar ve jön Türkler gibiler hürriyet isterken kendilerinin mevcut rahatlığını kaybedip akabinde eski hali aramaları arzu etmeleri gibi bir hal içindeler.
Bir asra yakındır mevcut sistemi denedik olmadığını ve bize uymadığını sistemin tıkandığını görmekteyiz birde başkanlık sisteminin denenmesi artık elzemdir.
Şunu diye bilirsiniz tek adamlılık bende derim Amerika’nın başına geçen Tramp çok mu iyi ne dediğini bilmiyor her istediğini yaptırabiliyor mu?
1960’lar da özgürlük isteyenler vardı hatırlar mısınız? Bir başbakanın yakasına yapışan özgürlük istiyoruz diyen, bir kısım gençlerin cevabı rahmetlik Adnan mendereste; “Bir başbakanın yakasına yapışıyorsun bundan daha iyi bir özgürlük mü vardır? ”.
Sadece Avrupa değil yeryüzünü asırlardır yağmalayan Siyonist ler ve emperyalistler de bu değişimden oldukça rahatsız.
Çünkü eski Türkiye yok. Ya yeni bir Türkiye kurulacak ya da yok olup gideceğiz.
Biz yeni ve bağımsız güçlü ekonomisi olan Türkiye'yi inşa etmek için var gücümüzle çalışalım. Bir olalım, iri olalım, diri olalım ki bizi kimseler ne içerden nede dışarıdan yıkamasın…
Yorum Yazın