Tüm dünya bunu bilmeli. Artık Doğu Kudüs Filistin’in başkentidir…
Şu anda başkanlığını Cumhurbaşkanımız Recep Tayip ERDOĞAN’ın yaptığı İslam iş birliği teşkilatı, 25 Eylül 1969 da Rabat’ta ilki düzenlenen İslam zirve toplantısında aldıkları bir kararla kuruldu.
Bu teşkilatın 57 de üyesi vardır, ayrıca Türkiye kurucu üyedir…
Suriye istisnai bir durumda, üyeliği pasif sayılmaktadır.
Lakin 8 ülke korkularından mıdır artık tehdit mi edildiler muamma, temsilci dahi göndermediler bu zirveye. Kudüs’e yapılan zulme ortak olmayı mı seçtiler yoksa?
Bir hafta içerisinde hangi ülke toparlaya bilir 48 ülkeyi. Bunun ortalama 16 tanesi Devlet başkanlarıyla birlikte katıldı.
En önemlisi doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak tanıdıklarını ittifak ederek parmak bastılar ve Dünya’ya ilan ettiler…
Katılımın bu kadar üst düzey olması güçlü ve büyük Türkiye’nin lider olduğunu göstermektedir.
Dikkatimi çeken bir hususta Müslüman liderlerin içerisinde Venezuela devlet başkanı Maduro’nun da katılmasıydı.
Müslüman olmayan bir devlet lideri zulme alkış tutmamak ve işgale karşı durmak için doğru safta durmayı tercih etti.
Nicolas Maduro daha önce geldiğinde “biz büyük Türkiye’ye geldik” demişti.
Bu kadar lider akan kana dur demek, zulme dur demek, ABD ve İsrail’e dur demek için toplandı.
Kadim medeniyetlere ev sahipliği yapan ve Müslümanların ilk kıblesi unvanını taşıyan, Mescid-i Aksa hür ve bağımsız olmalı.
Filistin’in işgali artık bitmeli Müslümanlara teslim edilmeli burada BM ye çok büyük rol düşüyor.
Doğu Kudüs'ü 5 Haziran 1967'de işgal eden hain İsrail, 1980'de tek taraflı olarak kentin doğusunu ve batısını "birleşik başkent" ilan etti.
Lakin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BGMK), 1980'de kabul ettiği 478 sayılı kararla, İsrail'in ilhak ve başkent ilanını geçersiz saydı.
Eğer BM hukukun üstünlüğüne kendi dinlerine biraz inançları varsa aldıkları kararları uygularlar.
Mazlum Kudüs’ü zalim İsrail’in elinden ve kuşatmasından sahibine teslim ederler.
Ayrıca insan haklarına muhalif hareket ediyorlar cebren Filistinli Müslümanları katlediyorlar. Dünya ise buna sağır ve dilsiz kalıyor…
O halde insan hakları bildirgesi yok hükmünde demektir. Akıllara bu geliyor…
BAE, SUUDİ ARABİSTAN, MISIR vs. Bunlar Amerikancı yani küreciler bunlarda Müslüman âleminin zayıf halkalarındandır. Neye nasıl hizmet ettiklerini bilinmemekte…
İsrail’e büyük Ortadoğu projesinde destek olan ülkeler insanlık orda katledilirken Siyonistler ve emperyalistler bunun cezasını elbet günü gelince çekecekler.
Ma’mafih Amerika’nın İsrail’e yaptığı jesti Türkiye anında bozdu. Hem de Trump’a dur bakalım burası senin şov yaptığın meydan değil, er meydanı deyip şiddetle bir el ense çekti.
Amerika şov men bir insanı tutarda başkan yaparsa çıkar İsrail’e şov yapar.
Malum Trump’ın damadı Yahudi, bu kararın alınması manidardır.
Lakin diğer ülkeler asla bu kararı hiçe sayıyor.
Hıristiyan ve Yahudiler’ den birçoğu bu karara ve İsrail’in 70 yıllık bu işgaline karşılar. Ama biride çıkıpta yeter artık diyemiyor.
200 den fazla dünya ülkesi bu zulme dur demiyor veya diyemiyor. Kimden korkuyorsunuz? Yalnız bu konuda Türkiye’yi hariç tutalım.
Eğer Ortadoğu da barışın, huzurun gelmesini istiyorsak dünya devletleri olarak Kudüs’ün bağımsızlığının verilmesi elzemdir.
Verilmediği takdir de; 636 da HZ. Ömer’in(ra), 1187 de Kudüs fatihi Selahatdin Eyyubi’nin ve Osmanlının 28 Aralık 1516’da Sinan Paşa önderliğinde, Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferine ilaveten Kudüs’e girdikleri gibi 2018’de de Türkiye Cumhuriyeti tarihe altın harflerle yazılacak bir fetih gerçekleştirmesi mi söz konusudur…
Kudüs’ün Fethinden sonra; Yavuz Sultan Selim Mukaddes Kudüs şehrini 31 Aralık 1516 tarihinde ziyaret ettiğinde, şehrin ismini Kudüs-ü Şerif olarak değiştirdi. Ecdat nasıl fetih etti ise torunları yaşıyor, son nefesimize kadar mücadelemizi veririz.
Yorum Yazın