“Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.” Mevlana
Eşler arası etkileşim nasıl olmalıdır? Bu etkileşimi engelleyen virüsler nelerdir? İlişkilerde iyileşme nasıl gerçekleşir? Problemleri çözmenin kısa yol tuşları nelerdir?
İnsan psikolojisinde iki duygu insan için temel oluşturmaktadır; kabul edilmek ve değerli olmak. Bunlar, düşüncelerimizi, duygularımızı ve davranışlarımızı oluşturan yön levhaları gibidir. Bu nedenle tüm insanlarla iletişim ve etkileşim için bu iki kavram yasa hükmündedir.
İnsanlar arası etkileşim geometri gibi çok yönlüdür. Biz bu yazımızda iletişim üzerinden iyileşme alanlarının neler olabileceğini belirteceğiz.
Her insanın algı filtreleri farklıdır. Beş duyu organımızla aldığımız verileri bu algı filtreleri ile tanımlar ve zihnimize yerleştiririz. Bu algı filtreleri; kişilik tipi, düşünme biçimi, algı şekli ve yorumlama biçimi gibi özelliklerimizle daha da farklılaşabilir. Oysa biz evliliği iki kişi değil, birleştirilmiş tek kişi olarak tasarlıyoruz. Bu mümkün olan bir şey değil, insanlar farklı düşünce ve duygularla da sağlıklı bir iletişim ve duygusal bağ oluşturabilir, aynı hedefler etrafında mutlu olabilirler. Eğer farklılıklarımız bir zenginlik oluşturabiliyorsa anlamlı olur.
Biliyoruz ki motivasyon ve başarı için insanın mutlu bir ilişki yürütüyor olması çok güçlü bir yön oluşturmaktadır. Güzel bir gelecek, sürdürülebilir bir mutluluk için uyumlu bir eş insanın hayatına çok farklı renk ve anlam katabilir.
Peki eşler ile ilgili ilişkilerimizde yaşam kalitemizi artırmak, daha mutlu ve başarılı bir ilişki için neler yapmamız gerekir?
Çiftler arası çatışma veya sorunların çözümünde genellikle iki sorunla karşılaşıyoruz; bunlar iletişimlerinin yetersiz olması ya da etkili problem çözme becerilerinin eksikliği. Problem çözme becerisi için problemin net olarak tanımlanıp ortaya konması ve alternatif çözüm seçeneklerinin değerlendirilerek uygulamaya geçilmesi gerekir. Etkin bir iletişim için ise, öncelikle insan kendi etki alanı ile başlayabilmelidir. Bizim etki alanımız kendi davranışlarımızdır. Bu nedenle insanın ilk sorması gereken soru, ben nasıl bir eşim? İyi bir eş olmam için yapmam gerekenler nelerdir? Bu sorulardan sonra eşinizle ilgili soruları sormak daha doğru ve anlamlı olur.
Eşler arası etkili iletişim için bu iki soruyu vurgulamak isterim; İletişimde eşinizin sözleriyle anlatmak istediği duyguları anladınız mı? Kendi düşünce ve hislerinizi doğru bir şekilde ifade edebildiniz mi?
İnsan, geçmişin büyüttüğü çocuktur. Yetiştiğimiz aile, anne ve babamızın davranış ve tutumları algılama filtrelerimiz ve yorumlama seçeneklerimize yüksek etki etmektedir. Kimi zaman geçmişteki bu zihinsel anne baba temsilleri birlikte olduğunuz kişi ile ilgili sorunlar oluşturur. Örneğin; eşiniz, zihinsel anne-baba temsilleriniz ile uyumlu olmayabilir ve siz eşinizden de zihinsel temsildekine benzer tutum ve davranışları yapmasını beklersiniz. Bu gerçekleşmediğinde huzursuz olur ve rahatsızlık hissedersiniz. Bazen de korktuğumuz ve kaygılandığımız olumsuz tutum ve davranışları onlardan bekleme moduna girerek negatif duygu üretiriz.
Evlilik süreçlerinde dikkatten kaçan önemli bir durum da eşlerin de sürekli değişim ve gelişim içinde olduğu, yaş ve olgunlaşmaya bağlı olarak tutumlarında farklılık sergiledikleridir. Yıllar önceki sorunları eşinizle tekrar çözmeyi denediniz mi? Belki o zamanki psikolojik durumundan şimdi daha iyidir.
İLETİŞİM
İletişimde insanın psikolojik temel yaklaşımı “anlaşılmak”tır. Anlatmak sadece bir araçtır. Amaç anlaşılmaktır. Bu nedenle iletişimde muhatabımızın kendisini ifade edebildiği bir iklim oluşturmak çok stratejik ve anlamlı bir durum ortaya çıkartmaktadır.
İletişim sırasına eğer yalnızca kendi söylediklerimize odaklanırsak eksik iletişim gerçekleştiririz. İletişim bizim ne anlattığımız değil karşıdakinin ne anladığıdır. Etkin bir iletişimde sizin kendiniz ifadelerinizden çok muhatabınızın kendini ifade etmesi ve fikirlerini belirtmesi önemlidir. Onun kendi zihinsel filtrelerine dikkat edilmelidir.
Dinleme virüslerine dikkat etmeliyiz. İletişim anında dinleme virüsleri dediğimiz; cevap hazırlama, akıl okuma, ifadeleri tamamlama gibi davranışlarımızı kontrol etmeliyiz.
İyi bir iletişim için eşler “duygusal yön” üzerinde durabilmelilerdir. Bu duygusal yön ile ilgili öncelikle, konuşurken eşinizin sözleriyle elde etmek istediği duygu nedir? Davranış ve tutumlarınız onun duygu dünyasında nasıl bir etki oluşturmaktadır? Ayrıca, sosyal ortam veya aile içinde onu başkalarına hangi sıfat ve özelliklerle tanımlıyorsunuz. Bu ifadeleriniz eşinizde duygusal anlamda nasıl bir etki oluşturmaktadır? Gibi duygu dünyasında güvenli alanda olunması iletişime büyük katkı sağlar.
Eşler arası ilişkilerin soğumasına veya kopmasına sebep olan diğer konuları şu şekilde kısaca sıralayabiliriz
- Olumsuz sıfat ve isimler ekleme
- Genellemeler yapmak
- Geçmiş olumsuz davranışların sürekli olarak dile getirilmesi
- Tenkit ve yapıcı olmayan eleştiriler, suçlama
- Üstten bir bakış ve tutum sergilemek
- Umursamazlık
- Öfke ve şiddet içeren tutumlar
- Genellikle beğenmeme tutumu sergilemek veya olumsuz kıyaslama
- Sorun ve çatışma konularının toplumsal alanda veya başka insanlar yanında ifade edilmesi
Bilimsel araştırma sonuçları evli çiftlerin, din, arkadaşlar ve kıskançlık sebebi ile oluşan çatışmaların zaman içinde azalma gösterdiğini, ancak; cinsellik, iletişim ve eğlence gibi konulardan kaynaklanan çatışmaların ise, zaman içinde artış gösterdiğini ortaya koyuyor.
Güven, saygı ve iyi niyet etrafında kurgulanmış; doğru iletişim ve iyi bir etkileşim ile oluşturulan bir birliktelik, eşler arasında yaşam doyumlarını yükseltme, dolayısıyla yaşam kalitelerini de artırmaktadır.
Yorum Yazın