Tarihin en zorlu sınavını veren necip bir millet ve asırlarca konuşulacak tarihe altın harflerle yazılan; darbecilere, darbe yapan büyük bir zaferin adıydı 15 Temmuz…
Unutmak ve unutturmak ne mümkündür bu kahraman milleti.
15 Temmuz 2016 üzerinden üç yıl geçti Kendilerini yurtta sulh konseyi olarak tanımlayan fetöcü bir grup ve işbirlikçi batılıların ülkemize darbe yapıp Cumhurun seçtiği meşru yönetimi ve milletin iradesini hiçe sayarak batılı hainleriyle canımıza, vatanımıza kastettiler…
15 Temmuz gecesinde 250 şehit ve 1500 e yakın gazimizle darbeyi püskürten kahraman millet olarak tarihe darbeye darbe yapan bir kahramanlık zaferi olarak geçtik…
Öyle bir darbe vurduk ki vatan hainlerine Mısırda ki gibi ikinci bir darbe teşebbüsünü tahayyül dahi edemediler…
***
Fetö ve haçlı işbirlikçileri 15 Temmuz 2016 günü millete ve ülkenin en stratejik yerlerine bombalar yağdırıp ateş açarak Türkiye’ye en karanlık gecelerinden birini yaşattılar.
10 binden fazla fetöcüyle 35 askeri uçak, 74 tank, 246 zırhlı araç, 3 askerî gemi, 3 bin 992 silah ve 37 askeri helikopterle darbe yapmak istediler…
Öncelikle necip millete Allah’ın inayeti sonrasında kahraman halkımızla bu darbeyi püskürttük.
Fetö Batıyla bir olup Türkiye Cumhuriyeti Devletini ele geçirmeye çalışırken, devletin en hassas yerlerine illegal yollardan adamlarını yerleştiren sureti haktan görünen ihanet şebekesiydi…
15 Temmuz öncesinde bu şebekenin hainliklerini raporlandıranlara linç ve infaz yaptıkları hatta deşifre edip kendilerine engel gördükleri çok sayıda askeri, polisi, bürokratı, gazeteciyi, akademisyeni ve yazarı uydurma delillerle ağır hapis cezalarına mahkûm ettirmişlerdir.
Böylelikle devletin bütün makamlarını ele geçirmeyi amaçlamışlardır… Maalesef ki kısmen amaçlarına ulaşmışlardı da…
Tabi bunu kendi fetö örgütünün gizli amacına adanmış kadrolarıyla hakîm, savcı ve emniyet mensuplarıyla yapmışlardı…
Çünkü amaçlarına giden yolda her şey mübah olarak gösterip insanları efsunlamış, beyinleri yıkanmış bir nesil yetiştirdiler…
Hal bu ki bizler asımın neslini yetiştirme gayretindeyken bunlar bu nesilleri mahvettiler haklarını yediler hukuklarına tecavüz ettiler…
Milli-manevi değerlere haiz nesil yetiştirmeleri gerekirken bu hainler güruhu devleti ele geçirmek için batının maşası olup kendi devletinde vatan haini yetiştirdi…
Ma’mafih işte örneklerini gördük işbirliği yaptıkları ülkelere ABD, Almanya, Yunanistan, Fransa vs… Sığındılar. Saklanmak için lağımlarda birer fare gibi saklandılar…
Kendi ülkesinde Şerefli yaşamak varken başka ülkelerde vatan haini olarak yaşamak zülldür…
İslam’la savaşan haçlılarla bir olup İslam’a savaş açtılar.
Kendilerinin içlerine sindiremediği İslam dininin vecibelerine örtünmeye teferruat dediler.
Dershanelerinde ve kamu kuruluşlarında çalıştırdıkları fetö mensuplarının İslam’ın rükûnlarına uymadıklarını çok fazla örneğiyle bilmekteyiz…
“Gideceğimiz yol kutsal olduğu için her şeyin bu yolda mübah” diyerek kendilerine gönül veren tüm insanları maalesef ki kandırdılar…
Ehl-i sünnet itikadın da yetişen nesiller ve bu nesilleri yetiştiren vakıflar cemiyetlere de darbe vurmaktı gayeleri ve bir nebzede olsa başarılı olundu…
Kur’an ve sünnet ışığında giden vakıf, cemiyet ve dernekler menfi düşüncedeki toplumun içerisindeki zararlı bireyleri müspet pozitif düşünmelerine destek olup İslam’ı daha iyi anlamaya ilmin ve bilimi öğretmeleridir tıpkı Osmanlıda bu model çalışmalarının olduğu gibi…
Bireydeki kulaktan sosyal çevreden duyarak çevresinden görerek öğrendiği taklidi imanı, kavileştirip tahkikiye çıkartmaya çalışmış olmaları kimseye zarar getirmez… Bilakis işin aslını öğrenip hayatlarından lezzet alırlar.
Fakat burada da ölçünün Kur’an-ı kerim ve sünnet çizgisi olmasının elzem olduğunu unutmayalım…
Velhasıl bu vatan: Tarlasını yakan amcamızı, demir yığının altına yatan kahramanları, kurşuna göğsünü siper eden milletin, bomba yağdıran jetlere çatıya çıkıp taş atanların öz vatanıdır…
Anlayacağımız ülkesine sevdalı insanların ülkesidir Türkiye…
Lâkin bu milletin bir sitemi de var. Aradan 3 yıl geçti bu hainler için idam yasası halen çıkarılamadı yüreğimiz bir türlü soğuyamadı… Vesselâm…
Yorum Yazın