“Tüm büyükler bir zamanlar çocuktu. Pek azı bunu hatırlayabilse de…” Küçük prens
“İçimizde sakladığımız çocuk” yanımızla çocuklarla iletişime geçmek iletişime çok doğru yerden başlamaktır. Sevginin ve anlayışlı olmanın muhteşem gücüne inanınız. Sevgi iyileşmek için en iyi merhemdir.
Galiba büyümek dediğimiz şey çocukluğu unutmak gibi algılanıyor. Oysa, büyümek çocuk kadar taze duyguları olmak, onlar gibi duyarlı ve samimi kalabilmek… Korkularımız, kaygılarımız, olumsuz yaşanmışlıklarımız çocukluğumuzu ve ona ait duygularımızı o kadar derinlere doğru bastırıyor ki değil onları yaşamak, onları yaşayan çocuklarımızı anlamayacak kadar uzaklaşıyoruz. Dünde yaptığımız eksiklik, yanlışlıklar bize ait değilmiş, mükemmel bir insanmışız gibi zihinsel bir çarpıtma ile çocuk büyütüyoruz. Keşke bilebilsek “içimizdeki çocukla” onları anlayıp, onlarla empati kurdukça bizim de onlar gibi kanatlarımız olacağını…
Maalesef sıkça karşılaştığımız sorunlar arasında ebeveynlerin çocuğun ne istediğini veya nasıl hissettiğini her zaman bildiğini varsaymalarıdır. Anne-babalar, çocukları şikâyet etmiyorsa mutlu olduğunu varsayabiliyorlar. Çocukları toplum içinde düzgün davranıyorsa ve öfke nöbetleri geçirmiyorsa çok başarılı ebeveynler olduklarını düşünebiliyorlar.
Bu tür varsayımlar, çocukları doğru bir şekilde anlamamıza engel oluşturuyor.
Ebeveynlerin, çocuklarının yetenek ve becerilerini veya bunların eksikliğini yorumlamada kendi değerlendirme kriterleri var. Çocuğunuzu anlamıyorsanız, onu yanlış yorumlayabilir veya yanlış değerlendirebilirsiniz.Bu yanlış yorumlar, maalesef çoğu kez çok zararlı oluyor. Bilmeliyiz ki ebeveynlerin rolü bir çocuğun psikolojik gelişimi için anahtarıdır. Çocuk gelişimi konusundaki farkındalığın olmaması, çocukların zayıf, yanlış bir şekilde yargılanmasına neden olabilir ve bu da ebeveynlerin, çocukları için yanlış kararlar almasına açar.
Aslında çocuklarımıza güvenli bir ilişkinin anahtarı, “hangi duyguları yaşıyor? Ne hissediyor? Bunu duymak ve bilmek, onların kendilerini bizimle birlikte güvende hissetmesini sağlamak diyebiliriz. Güvenli ilişki, Çocuğunuza içtenlikle "Yalnız değilsin. Seni anlamak ve ihtiyaç olduğunda hep yanında olmak istiyorum" düşüncesini hissettirmek diyebiliriz. Bu mesaj çocuklar için önemlidir. Çocuklar anlaşıldığını ve desteklendiğini hissettiğinde, motive olma olasılıkları daha yüksektir . Çocuklarla bu empatiniz ayrıca onların öz farkındalığına ve ihtiyaç duydukları şey için daha iyi konuşmalarına yardımcı olabilir .
Çocuklarla empati kurmak, çocuğun belirli bir durumda nasıl hissettiğini hayal etme ve özenle karşılık verme becerisidir. Bu, geliştirmesi çok karmaşık bir yetenektir.. Bir ebeveyn bir çocukla empati kurduğunda bu bir çok anlama gelir:
Çocuklara duygusal, zihinsel ve fiziksel anlamda destek olmak için bize güvenebileceklerini hissettirir, bu da daha güçlü, daha güvenli sosyal ilişkilere yol açar. Ve çocuklar kendilerini güvende hissettiğinde ne olur? öz bilinç ve özgüvenleri artar. Duygusal risk alma olasılıkları daha yüksek olur. Ayrıca; Gelişime açık yönlerini daha iyi düzenleyebilirler. Bağımlılık ilişkisinden kurtulmuş sağlıklı bir birey olurlar.
Çocuklarla doğru iletişim için nasıl bir tutum sergilenmelidir?
Çocuğunuzun olumsuz ve zor duygularını fark edip anladığınızı belirtin. Kimi zamanlar çocuğumuz, öfkeli, üzgün veya hayal kırıklığına uğradığında, aceleyle onu herhangi bir acıdan korumak istediğimiz için duygularımızı yok etmek için hemen düzeltmeye çalışabiliyoruz. Oysa, bu duygular yaşamın bir parçasıdır ve çocukların başa çıkmayı öğrenmesi gereken duygulardır. Aslında, zor duyguları etiketlemek ve onaylamak çocukların bunlarla başa çıkmayı öğrenmesine yardımcı oluyor:
Normal zamanda çocuklarımızla uygun bir davranış seriliyor olabiliriz. Dikkat edilmesi gereken bir durum yüzünden hayal kırıklığına uğradığınızda empati göstermek zor olabilir. Böyle durumlarla ilgili zihinsel ve duygusal hazırlık oluşturmamız gerekiyor. Böyle durumlarda davranış biçimimiz ne oluyor? Hangi duygu ve düşünceler bizi yönetiyor? Bunları fark etmek ve varsa gelişime açık yönlerimizi ilerletmek yapacağımız güzel şeyler arasında olabilir.
Zor zamanlarda çocuklarınızla doğru iletişim kurmanın dört ana öğesi vardır:
- Çocuğun bakış açısını anlayınız. Durumu çocuğunuzun gözünden görmek için kendi duygu ve tepkilerinizi bir kenara bırakın . Kendinize sorun: Çocuğumun elinden gelenin en iyisini yaptığına inanıyor muyum?
- Yargılama ve suçlamayı bir kenara bırakın. Çocuğunuzun başına gelenler hakkında bir sonuca varmadan önce bir adım geri atın. Kendinize sorun: Burada neler olup bittiğiyle ilgili tam olarak neler biliyorum? daha ne bilmem gereken şeyler var mı?
- Çocuğunuzun duygularını anlayın. Çocuğunuzun ne hissettiğini anlamanın bir yolunu bulmak için kendi deneyimlerinizden yararlanın. Benzer durumda hissettiğiniz bir zamanı hatırlamaya çalış. (Yine de aşırıya kaçmamaya dikkat edin. Çocukların kendi benzersiz deneyimleri vardır.) Kendinize sorun: Çocuğumun burada olanları nasıl gördüğü veya ona nasıl tepki verdiği hakkında başka ne öğrenmem gerekiyor?
- Anladığınızı söyleyin. Çocuğunuzu dinlerken neler yapması gerektiği gibi nasihat ve öneri içeren cümleler kullanmadan duygularını ifade etmesine izin verir şekilde dinlemek. Ve yansıtıcı cümle ve kelimler kullanabilirsiniz. Kendinize sorun: Şu anda nasıl tepki veriyorum? Çocuğuma dinlediğimi bildirmek için ne yapmam gerekiyor?
Unutmayalım! Empati kurmak, çocuklarla ilgili beklentilerinizi düşürmeniz gerektiği anlamına gelmez. Çocuğunuzun duygularını ve deneyimlerini doğrulayabilir ve yine de istediğiniz standartlara sahip olabilirsiniz. Duygusal uyumlanma yaptığınızda ve empati gösterdiğinizde, çocuğunuzun güçlü ve yetenekli olduğuna olan inancınızın ne kadar yükseldiğini fark edebilirsiniz. Çocukların değişim sanatçısı olmak istiyorsak onların duygularını bir orkestra şefi gibi değerlendirmek gerekir.
Çocuklar piyano tuşları gibidir. Onların tuş seslerini duymadan aynı şarkıyı birlikte söyleyemezsiniz.
Yorum Yazın