Edebiyat dünyasında, mücadele ve azimle yoğrulmuş bir hayatı sanata dönüştüren şair ve yazarlar, eserleriyle hem bireysel hem de toplumsal hafızaya önemli izler bırakmışlardır. Bu bağlamda Nurullah Genç, yalnızca şiirleriyle değil, romanları ve düşünsel birikimiyle de dikkat çeken isimlerden biri olmuştur. Onun sanat hayatı, köyden çıkıp akademik ve edebi zirveye tırmanan bir azmin öyküsüdür.
Nurullah Genç, 1960 yılında Erzurum'un Horasan ilçesinde doğmuş, küçük yaşlardan itibaren hayata tutunmak için çeşitli işlerde çalışmak zorunda kalmıştır. Boyacılık, bulaşıkçılık, garsonluk gibi zorluklarla geçen çocukluk ve gençlik yıllarında bile edebiyata ve okumaya duyduğu ilgiyi kaybetmemiş, liseden itibaren şiirler yazmaya başlamıştır.
Genç'in, şiirle olan ilişkisi yalnızca bir duygusal döküm değil, aynı zamanda hayata tutunma ve kendini ifade etme aracı olmuştur. Lise yıllarında kazandığı şiir yarışmaları, onun edebi kimliğini pekiştirmiş, üniversite yıllarında da sanat yolculuğuna ivme kazandırmıştır. "Siyah Gözlerine Beni de Götür" gibi eserleri, onun şiirsel üslubunun en büyük yansımalarından biridir.
Nurullah Genç, edebiyatın yanı sıra akademik kariyerine de büyük bir disiplinle devam etmiş, Atatürk Üniversitesi'nde yüksek lisans ve doktorasını tamamlayarak profesörlüğe kadar yükselmiştir. Akademik kariyerinde yönetim ve organizasyon alanında uzmanlaşan Genç, bunun yanı sıra şiir, roman ve düşünsel metinler kaleme almaya devam etmiştir. Onun yazın hayatı, sanat ile bilimin, duygu ile aklın dengeli bir bileşiminden oluşmaktadır.
Nurullah Genç'in sanatsal serüveni yalnızca şiirle sınırlı kalmamış, roman alanında da kendine yer edinmiştir. Onun romanları, bireysel ve toplumsal meseleleri derinlemesine ele alan, şiirsel anlatımın estetik dünyasını romana taşıyan çizgiler taşır.
Genç, hayatın içinden çıkan, derin duyguları ve ince bir sanat anlayışıyla eserlerini oluşturan bir sanatçıdır. Onun eserlerinde hem bireysel bir duyuş hem de toplumsal meseleler yer almaktadır. Bu bağlamda, o hem çağının bir tanığı hem de sanat aracılığıyla insan ruhunun derinliklerine inen bir sanatkârdır.
Nurullah Genç ile 1993 senesinde Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Kazakistan’ın Almatı şehrinde düzenlenen Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni'ne katılarak sanatın evrensel bağlarını gözlemleme fırsatı bulduk. Şiir ve edebiyatın farklı coğrafyalardaki yankısını yakından deneyimlediğimiz Kazakistan'la ilgili hatıralarını da kaleme almıştı.
Onun edebi ve sanatsal yolculuğunu azmin, emeğin ve sanata duyulan tutkunun bir ürünü olarak gördüğümü ifade ile, akademik başarısının ardında edebiyatın bütünleşik bir yansıması olduğunun altını çiziyorum.
Yorum Yazın