26 Şubat 1802-22 Mayıs 1885
En büyük ve ünlü Fransız yazarlarından biri kabul edilir.
Victor Marie Hugo Şair, yazar ve eski Fransız senatosu üyesi. Romantizm akımına bağlı Fransız şair, yazar, deneme yazarı, romancı ve oyun yazarı, gazeteci, insan hakları aktivisti ve politikacıdır. En bilinir eserleri
Notre Dame’in kamburu
Sefiller
Yüzyılın Efsanesi
Şiirin Her dizesinde Peygamberin mütevazı yaşamı ve yüceliğinden izler var. Hugo Peygamberin ölmeden önceki son zamanlarını anlatıyor. 1855 yılında sürgündeyken yazmaya başladığı ‘Yüzyılların Efsanesi’ adlı esrinde Allah, İslam, Kuran ayetleri ve Hz.Muhhammed ile ilgili çok sayıda şiirinin olduğu bilinmektedir. Ancak aynı eserin Brüksel’de 18 Eylül 1859 yılında yapılan ilk baskısında yaralan İslam ve İslam Peygam berine dair MAHOMET diğer baskılarından çıkarılmıştı. Eser 1985 yılında Fransa ulusal bilimsel araştırma merkezi tarafından yeniden yayınlamıştı. Bu yayınla birlikte Hristiyan dünyasında birçok tartışmaya neden olan Hugo’nun Müslüman olduğu da tartışılmaya başlanmıştı. Orijinal metinlerini elde eden Yakup Yaşa eseri Türkçeye çevirdi. Henry Güllemin yazdığı Hugo adlı esrin ön sözünde Hugo’nun şu sözlerine yer vermektedir. ‘Ben bile kendimi tanımıyorum; kendi kendime yabancıyım, kim olduğumu ve adımın ne olduğunu yalnızca Allah bilir’. Hugo’nun, gerek iki oğlu gerek erkek torununun vaftiz edilmediğini ve Hristiyanlık adetlerine göre defnedilmediğini belirten yazar, ayrıca kitabın birçok yerinde onun sürekli evinde gizli ibadet ettiğini belirtir. Bu durum ve ‘Mahomet’ mersiyesindeki içerik, detaylar ve anlatılan öykü Hugo’nun Müslümanlığının konuşulur hale gelmesine en büyük etkendir.
Victor Hugo Peygamberimize yazdığı O meşhur şiiri
MAHOMET başlığıyla sürgünde yazdı.
O şiiri de İbrahim Çeçen Üniversitesinden Yakup Yaşa Türkçeye çevirmiş.
Şimdi bu şiirden sizlere seçtiğim bazı mısraları okuyacağım. Diyor Yakup Yaşa.
Ünlü Fransız yazarı Victor Hugo, Resulullah (s.a.v) e yazdığı O şiir. Hicri 9.sene
MAHOMET
HZ.MUHAMMED
“Altmış üç
Yaşında bir
Ateş sardı
Vücudunu.
Kutsal kitap
Kuranı bir kez
Daha okudu.
Sonra sancağı
Said’in oğluna
Teslim etti.
Onlara, ‘artık
Aranızdan
Ayrılma vakti’
Geldi.
Allah birdir, hep
Onun yolunda
Savaş dedi.
Mahzundu,
Bakışlarında
Yurdundan
Zoraki
Sürülen yaşlı bir
Kartalın hüznü
Vardı sanki.
Yine her
Günkü vaktinde
Mescide geldi.
Ali’ye tabi
Olanlar da
Arkasından
Geliyordu.
Ve kutsal
Sancak
Rüzgârda
Dalgalanıyordu.
Benzi soluktu.
Döndü ve
Kalabalığa
Seslendi.
Ey insanlar,
Ömür bitiyor,
Hayat gelip
Geçici.
Biz karanlıkta
Birer zerreyiz,
Yüce olan
O’dur.
Ey insanlar,
O’ndan başka
Rehberim
Yoktur.
Bir zat ona
‘Ey müminlerin
Gerçek sultanı’
Seni dinler
Dinlemez,
Herkes inandı
Sözüne.
Sen
Doğduğunda
Bir yıldız doğdu
Gökyüzüne.
Kisra sarayının
Üç kulesi
Birden
Devrildi dedi.
O da: Melekler
Ölümümü
Müzakere etti.
Vakit tamam,
Dinleyin, eğer
Herhangi
Birinize,
Bir kötülük
Yaptıysam,
Çıksın
Herkesin
Önünde
Ben ölmeden,
Gelsin
İntikamını
Alsın şimdi.
Kime
Vurmuşsam,
O da bana
Vursun dedi.
Allah benim
Adımı andı!
Bundan emin
Olun.
Topraktan
İnsan,
Nurdan bir
Peygamberim.
İsa’nın
Getirdiği dini
Tamamlamaya
Geldim.
Ashabım, ben
Sabır taşıyım,
İsa tatlı dilliydi.
Zira her şafak
Doğacak
Güneşin
Müjdecisi.
İsa benden
Önce ama
Ne tanrıdır
Ne de oğlu.
O, gülü
Koklayan
Bakire
Meryem den
Doğdu.
Unutmayın
Ben de etten
Kemikten bir
Faniyim.
Kuruyan
Bir balçıktan
Başka bir şey
Değilim.
Zira sağ ellerine
Ayı, sol ellerine
Güneşi
Versem de
Düşmanlarım
Vazgeçmezdi
Asla.
Yine de
Saldırırlardı
Bana şu çileli
Yolculukta.
Fakat
Ne olursa olsun
Geri adım
Atmadım.
Zira bu kutsal
Dava uğruna
Tam kırk yıl
Savaştım.
İşte böyle
Geçen bir ömrü
Nihayet
Tamamladım.
Şimdi Allah’a
Gidiyorum.
Dünyayı geride
Bıraktım.
Ben artık
Kalkamıyorum
Dedi Ebubekir’e.
Kitabı alıp
Yanına sen
Kıldıracaksın
Namazı.
Eşi Aişe de
O sırada
Cemaatin
Arkasındaydı.
Ebubekir
Okuyor,
Muhammed
İse dinliyordu.
Nihayet,
Okuduğu ayetleri
Usulca
Bitiriyordu.
O, dua ve
Zikrini
Yaparken
Herkes
Ağlıyordu.
Ve ölüm
Meleği
Çıkageldi
Akşama
Doğru.
‘İçeri girebilir
Miyim’ diye
Müsaade
İstedi.
‘Gelsin’ dedi
Dünyaya
Açtığı o ilk
Günkü gibi.
Yine ışıl ışıl
Parlıyor ve
Gülümsüyordu
Gözleri,
Ve Melek
Ona: ‘Allah
Seni bekliyor’
Dedi.
Memnuniyet
İle dedi,
Şakakları
Şöyle bir
Titredi
Bir an
Aralandı
Dudakları
Ve ruhunu
Teslim etti.”
Bu şiirden anlaşılacağı üzere Victor Hugo Hz. İsa’yı ne tanrı ne de tanrının oğlu olarak kabul etmekte onu sadece bir peygamber olarak görmektedir. Hz. Muhammed’e (s.a.v) de derin bir saygısı vardır. Düşünün batı da oryantalizmin hâkim olduğu o asırda İslam’a karşı ciddi bir soğukluk varken, Fransızların ünlü yazarı olan Victor Hugo’nun Peygamber Efendimize böyle derin saygısı ne kadar ibretliktir. Müslüman anne ve babadan doğan Türkiye de bir şiir bile bilmeyen bu kadar ergen, İslam Peygamberi Resulullah Aleyhisselama ağza alınmayacak iftiralar atarken, oryantalizmin hâkim olduğu O batıdan çıkmış büyük bir yazar, ne kadarda güzel Efendimizi şiirinde tasvir etmiş. Demek, bizdeki İslam düşmanlığı tamamen bir ezbere ve bir özentiye dayanıyor. Selam ve dua ile…

























Yorum Yazın