Hoş geldin,
Yâ Şehr-i Ramazan.
Merhaba…
Sen ki,kalplere safa gönüllere edasın.
On bir aylık özlemin adı,vuslatın heyecanısın.
Sen ki bülbülün gülü,Mecnun’un Leylâsı,Āşık’ın Mâşuk’u
Susamışın suyu,sabrın öğretmenisin.
Sen,Mümin’in hasret yolcususun.
Beklenensin,sevindirensin.
Gelirsin,öyle bir gelirsin ki binlercesini getirirsin.
Sahurun ayrı bir mehtap,iftarın deniz esintisi.
Huzur kokar,misk kokar,amber kokar caddeler sokaklar.
Kalplerde yanar kandillerin,şaşırtır bereketin.
Telaşa kapılır eller ayaklar,misafirini bekleyen ev sahibi gibi.
Gelirsin,kapıdan girdiğin an gülümsetirsin.
Sıcacık edersin haneleri,
Evler şenlenir seninle,anlam kazanır muhabbetler.
Eş dost,akraba,komşu,tanıdık tanımadık koştururlar senin için.
Gelirsin,tıpkı peygamberimize Kur’an’ı Kerim’i getirdiğin kutlu gece gibi,
Kalplerimize tekrar Kur’an’ı bırakmak için
Gelirsin,Teravihte huzuru buldurmak için
Gelirsin,Ezan’ı dinletmek semaya elleri tekrar tekrar açtırmak için
Nefisle insanı baş başa bırakıp düşündürmek için
Tövbeye bir adım daha yaklaştırmak için
Kadirin içinde gelirsin,kıymetin güzelliğin içinde…
Anlam kazanır seninle cümle kainat.
Ey gönüllerin sultanı Ramazan,
Sen gel,yeter ki gel bizleri bırakma.
Biz seni özledik,sen ise bizi bizden daha çok özledin.
Asıl ev sahibi de sensin amma bu dünya hanesinde bizler aciz kullarız.
Biz senin gelişinle memnun,gidişinle mahzunuz.
Az gelirsin,çok gidersin,
Giderken de bizi düşünürsün Bayramını bırakıp hediye edersin.
Sen işte böyle çok güzel ve özel bir lütufsun.
Yorum Yazın