Şu günlerde gördüğüm kadarıyla küçük muhalefet grubunu da harekete geçirdiler. Ne oluyor neden hızlanma işareti geldi. Sanki kış uykusundan erken uyandırılmışlar gibi. Bu pek iyiye alamet değil. İlleri ilçeleri gezmeye başladılar. Televizyon programlarına çıkmayı çoğalttılar. Özelliklede sol kanat televizyonlarına. Saadet Partisi, Yeniden Refah Partisi, Hatta Gelecek parti bile gezileri hızlandırdı. İyi Parti, Demokrat ve Anahtar da boş durma yacak galiba.
Bu küçük muhalefet ne yapabilir. Aslında fazla yapacakları bir şeyde yok. Bütün varlıkları CHP yi güçlendirmek diyebilir miyiz? Geçen dönemde bunu meşhur altılı masa ile yaptılar. Sonuç alamadılar, küçük amortilerle yetindiler. Seçime çoğu girmedi/giremedi asıl güçleri de saklı kaldı. O birlikteliği göze alamazlar bir daha. Eğer yine benzer bir durum olursa iki seçime girememiş olurlar ve antrenmansız sporcuya dönerler. Futbolu yani siyaseti bırakırlar ve emekli olurlar. Zira bundan sonra sahaya inmeye kondisyonları yetmez. Fikri ve fiziki olarak ta yaşlanmış olurlar.
Öyleyse ne yaparlar bunlar. Kendi aralarında küçük ittifaklar veya tümü tek ittifak olurlar. CHP hariç. Kendi aralarında birlikte bir ittifak Ak Partinin işine yarar. Zira Cumhurbaşkanı seçimlerinde kendilerinin sonuca gidemeyeceği bilindiğinde seçmenleri Reise veya adayına yönelir. Vekil seçiminde de erozyona uğrama ihtimalleri vardır. Velhasıl işleri eskisinden daha zor. Hiç vekil çıkaramama ihtimallerini de hesaba katmaları lazım.
Bir gözlemim
Bu küçük partilerin büyük hedefleri olmadığı gibi, halkın nezdinde CHP nin suçuna ortak oldukları görüşü ağır basıyor. Reisin ayak izlerini bile tenkit etmelerinin yanında iddia edilen ‘beş yüz altmış yedi milyar liralık yolsuzluğu’ görmemezlikten gelmeleri. Hoca Nasrettin Rahme tullah’ın dediği gibi hırsıza hiç suç bulmamaları ve karartmaları. Bunun bir bedeli olması gerekir, olacaktır da. O zaman sıfır itibar ile halkın içine çıkmaları zor olacak.
Daha ayrıntılı bir yorum
Peki, bu partiler ne yapmak istiyorlar, niçin varlar. Halka kendilerini ve hedeflerini nasıl izah edecekler. Baktığımızda içlerinde en eski olan saadet Partisi 2002 den beri bir arpa boyu yol alamadı. Bunca yıl başarısız olan ihtiyarlamış bir partinin bundan sonra gençlik iksiri bile içse mümkün gözükmüyor. Sonrasında kurulan partilerin ise: İyi Parti MHP ye karşı kurulmuş bir parti daha ilk seçimlerde yüzünden makyajını kaportasından boyasını akıttı. Gelecek Partisi Ahmet Davutoğlu’nun hırsının neticesi sıfıra sıfır elde sıfır durumunda. Deva Partisinin de asıl sahibinin kim olduğu belli değil. Ali Babacan fizik kaidelerine göre zahiri görüntü. Asıl gerçek görüntü Abdullah Gül olmasına rağmen hiç yaş yere yatmıyor ve garantici bir politika izliyor. Kâr edilirse ne ala zarara hiç yanaşmıyor. Çünkü Deva da hırs öfke ve kinin mahsulü. Demokrat Parti’nin İrapta yeri hiç yok zaten. Altay dağlarında kurt sesi çıkardığını gördüğümüz CHP nin gücüne sığınarak televizyonlarda konuşmacıları tehditten öteye geçemeyen Ordu Milletvekili bile terk etti ve altı ok yaftasıyla yaşıyor. Anahtar parti de sel önünden kütük kapmak için kuruluyor bu hengâmede bir işe yaraya cağını sanmıyorum. Zaten partisinden ayrılanlar tutmuyor. Eğer tutsa idi içlerinde en klas olan rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun ki tutardı.
Öyleyse
Sonucu şimdiden tahminen görülen bu sonuçsuz sanallığı neden devam ettiriyorlar? Dünyanın parası harcanıyor. Eğer üç beş milletvekilliği ve birkaç belediye başkanlığı amaçları ise buna değmez. Bu kadarını Ak Partiden alabilirler. Nitekim CHP den amorti olarak aldılar. Peki, bunca emeğe, masrafa, insan gücünün heba edilmesine asıl sebep ne olabilir diye sormazlar mı adama. Sorulduğunu kabul ederek biraz daha konuyu açmaya çalışalım.
Öncelikleri Reis’i devirmek mi?
Sonrası CHP yi işbaşına getirmek mi?
Başka bir sebepleri var mı?
Bu soruları irdelersek
Saadet Partisi kurulduğu günden beri Reisi eleştirmekten öteye bir iş yapmıyor.
Hem de acımasızca tabiri az gelir aşırının aşırısı kadar Reisi eleştiriyorlar.
Sanki varlık sebebi buymuş gibi intiba veriyorlar.
Bir Müslümanı eleştirmenin çok ötesine geçiyorlar.
Hele Ak Parti kurulduktan sonra orada kalan arkadaşlar bunun tadını kaçırıyorlar.
Daha çok 1945-1960 arası doğumlu olanlar.
Yaşları çok ilerlemiş ve birçoğu ahirete irtihal etmiş/edecek arkadaşlar.
Hele bu yaş gruplarının ortalamasında olanlar.
Okumuşu okumamışı hep bir ağızdan aynı reddiyeyi devam ettiriyorlar.
Bu tutumlarını hedeflerini anlatmaya harcasalardı daha iyi yerde olurlardı herhalde.
Sanki tek merkezden seslendiriliyorlar.
Tarihte hiçbir Müslümanın bir Müslümanı bu kadar yerdiği nadir görülmüştür.
Bir de haksızlık yapıyorlar.
Reisin dünya Müslümanları arasındaki sevgisini
Mazlum coğrafyaya sahip çıkışını
Adeta dünya Müslümanlarının ve mazlumların lideri olduğunu
Siyonizm’e ne kadar karşı çıktığını
Birleşmiş Milletlerde 158 oyun Reisin gayretiyle olduğunu
Göz ardı ettikleri gibi Reisi İsrail’in yanında ve Gazze’nin karşısında olduğunu yayıyorlar.
İnsan Allahtan korkar Peygamberden utanır. Bu kadar aşikâra bir gerçeği külledikleri için.
Sosyal Medyada gördüm. Yeni Genel Başkan da aynı taşkınlığı sürdürüyor.
Daha Reis Trampla görüşmeden ‘şöyle şöyle yapmayasın ha!’ diyor ve öyle yapmış gibi veresiyeyi peşine çevirir gibi davranıyor. Sol televizyonlarda programlarını yoğunlaştırmış durumdalar. Netenyahu Reis gitsin diyor açıkça isim veriyor.
Bu arkadaşlar ondan daha fazlasıyla Reis gitsin diyorlar.
Bunun hesabı ahirete belki de kalmayacak.
Böyle Müslüman bir lidere büftan ettikleri için.
Bu büftanın dindeki yerini bir bilen varsa anlatsın bana.
Bu kardeşlerimize önerim Reisin etrafında kümelensinler.
Yoksa Sultan Hamid’i deviren dindar akillerimizin bu günkü kötü anılma konumuna düşer ler. Başka bir sebebi düşünmek bile istemiyorum.
Reiste bu haksızlığın farkına varmış ola ki şöyle konuşuyor veya cevap veriyor.
‘Bakınız bunu gerçekten söylemek istemezdim. Bunu söylemeye gerek duymazdım. Ama mecbur kaldım. Hiç kimse ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin meselesindeki duyarlılığını sorgulayacak kalibrede, kapasite de değildir.
Biz devlet yönetiyor, 85 milyonun emanetini taşıyoruz.
Bazı adımlarımız görülmüyor olabilir.
Bazı yaptıklarımızı anlatamıyor olabiliriz.
Ancak çıkıp ta bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulayanlar
Er ya da geç mahcup olacaklar rezil olacak
Tarih önünde nasıl bir haksızlık yaptıklarını göreceklerdir.
Biz Filistin davasını sade savunmuş değil bu uğurda çok ağır bedeller ödemiş bir hareketiz, böyle bir kadroyuz. Böyle bir dönemde hakkı ve hakikati haykırmanın zor olduğunu biliyoruz. Ama bütün dünya bilsin, anlasın, idrak etsin. Ne suikast girişimleri, ne darbe girişimlerinize ne ekonomik saldırılarınıza ne de algı operasyonlarınıza boyun eğmeyeceğiz.’
CHP işbaşına getirilirse
Bizler bir asır CHP yi ve onların Anadolu insanına yaptığı dini inanç zulmünü tenkit edegel mişiz. Halkınınan barışık olunmadığını savuna gelmişizdir. Bir asırdır dindar kesim ve sözcüleri CHP den şikâyetçi olmuşlardır. Birde ‘yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatı’ CHP nin teminatı yolsuzluk denilmekten çekinilmemelidir. Ziya Paşa’nın dediği gibi
‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde’
Kişinin yeteneğini gösteren şey ne söylediğinden ziyade ne yaptığıdır.
Çünkü bir insanın aklının derecesi ancak eserinde görülür’
CHP nin aynasına bakalım: Eğer iddialar doğru ise yaklaşık 567 milyar liralık yolsuzluk.
İnkâra azmetmiş bir topluluk bunu savunuyor. Ya yardımcı muhalefet size ne oluyor yahu.
Hiç olmazsa modern matematikte bir kaide var
Per mutasyon
Kombinasyon
Olasılık diye
Hiç olmazsa olasılık bari deyin.
Özlenen tablo
Meclisin açılışında, kabul töreni sonrasında, CHP dışındaki Parti liderlerinin tümünün Meclis Başkanının odasında bir araya gelmeleri. Reisle nazikçe sohbet etmeleri dünyaya birlik beraberlik mesajı vermiştir. Bu resim anlaşılır vaziyette bu yazıya eklenmeli. Hatta Dergiye kapak yapılmalı ‘özlenen tablo’ diye. Bülent Arınç Başkan da duruma koyduğu mesajında bu tabloyu gayet olumlu yorumlamaktadır. Aynen katıldığımızı söyleyebiliriz.
Gazze
Küresel SUMUD filosu İsrail tarafından engellendi. Olacağı ihtimali vardı. Ama hedefe ula şıldı. Tüm dünyaya duyuruldu. İş hala karmaşık. Benim aklımda karışık. İşin içinden çıkamı yorum. Zihnimde durulma henüz yok. Gazze de katliamın durması önemli. Ölümler durur en azından. Sonu nereye gidecek. Bekleyip göreceğiz. Hak şerleri hayır eyler inşal lah.
Gazze üzerinden siyaset yapılmamalı
Ben daha çok Gazzeciyim. Sen benden az Gazzecizsin. Ey etraf görüyorsunuz değil mi benim Gazzeciliğimin boyutunu. Diğerlerini de görüyorsunuz değil mi? Gibi indi yollarla hacmini büyük göstermeye çalışmanın bir yararı olmaz. Sinek sıklette güreşip, başpehlivan güreşi gibi göstermek için yırtınmak inandırıcı olmayabilir. Gazze’yi fırsat bilip devlet yönetenlerini olumsuzluğa zorlamanın bir anlamı yoktur. Gazze işine en çok sevinenler bunu bir fırsata dönüştürme gayretine girmelerini ahlaki bulmuyorum. Halk şu kanaate varır belki de ‘siz Gazze için değil Gazze’yi fırsata çeviriyorsunuz. Bir taşla iki kuş vurmaya çalışmak kalleşliğin emaresidir’ der.
Milli görüş çekişmesi de benzer durumda
Hanginiz milli görüşçüsünüz? Ahraza sormuşlar ‘Köyünüzde kim yiğit?’ ‘Ağam yiğit Edem yiğit’ demiş susmuş. Sıkıştırınca üçüncü olarak ‘ben yiğittim’ demiş. Paylaşılamayan Erbakan Hoca ve paylaşılamayan Milli Görüş, kapanın elinde kalıyor. Parçalar hiç birinin işine yaramıyor. Tümüne sahip olmak gerek. Saraya çağrılan dervişler gurubuna sormuşlar ‘İçinizde en ehil kim?’ öndeki arkadakini işaret etmiş, arkadaki de öndekini işaret etmiş. Hiç olmazsa derviş gönüllü olun vesselam. Selam ve dua ile…

























Yorum Yazın