Gazze konusunda ferdi çaresizlik içinde Müslümanlar. Hiç birinin hiç birimizin ferdi gayretten öteye geçmeyen, hayıflanma, öfke ve kin duymak gibi kendimizi zorlama dan öteye geçemiyoruz. Yardımlar ulaşmıyor veya ulaştıramıyoruz. Hikmeti ilahinin tecellisinin dışında bir beklenti içerisinde de değiliz. Fert fert Müslümanları suçluyo ruz. Müslüman devletleri suçluyoruz. Her şey kendiliğinden olsun istiyoruz. Cebimiz de kaybettiğimizi başka yerde arıyoruz. Birden bir şey olsun Müslümanlar ve Müslüman devletler harekete geçsin ve iş olsun bitsin istiyoruz. Tarihte ferdi düşünce ve gayretle hiçbir şey olmamıştır. Birlikte toplulukta hayır olması lazım. Sihirbazlık istiyoruz. Yok, öyle bir şey. Ne istediğimizi iyi bilmemiz lazım. Yapılması gereken doğruların üzerinde somut olarak durmamız gerekli. Soyut kavramlarla ne kimseyi suçlayabiliriz ne de dediğimiz olur. Sadece hüsnü kuruntu yaparız.
Birlikte kuvvette hayır ayrılıkta azap vardır
Ne ülkemizin içerisinde beklentilerimiz gerçekçi, ne de dünya Müslümanlarından isteğimiz. Ve de dünya Müslüman devletlerinden isteklerimiz. Karşımızdaki insanların Müslümanların, devletlerin harekete geçmesini ummak. Bu fanteziler bulunduğumuz yerde badanaj yapmaktan öteye gitmez. Gerçekçi olalım içimizde sakladığımız saklıları açığa çıkarmamız gerekir. Bu iş ne ile olur birlik beraberlik ve bileşke kuvvetten geçer. O nasıl olacak; ülkemizde bu işin üstesinden gelecek bir devletimiz ve onu yönetenler var. Biz önce onlarla birlik olacağız. Bu ferdi olacak iş değil devlet işidir. Onu yönetenlerin işidir. Bizim değerimize sahip çıkan yöneticileri dışlayarak, ona sahip çıkmayarak olmaz. Hadi dışarıdaki devletleri ve onları yöneten idarecileri bir tarafa bıraklım. Bizim ülkemizi bizim devletimizi ve onu yönetenlere sahip çıkalım. Ancak hareket böyle gelişir. Kahrol düşman’ demekle olmaz. Hemi umduğunuz yöneticileri istemeyip, hem de başarı elde etmek mümkün değil. Bereket toplulukların üzerinedir.
Muhalif yöneticiler
Bırakın Gazze’yi normal süreçte bile değerlerimizle örtüşmeyen muhalif yöneticilere pirim verip, kendi ayağımıza sıkmanın bir âlemi yok. Adam Hamas’a terörist diyor. Sen ona destek oluyorsun. Ondan sonra da ‘kahrol düşman’ diyorsun. Bunun ikisi bir arada olmaz. Hırsıza hırsız diyemiyoruz. Hatta arka çıkıyoruz. Dualar ediyoruz. Daha ne olacak. Organize bir kamu malından sermaye edinip bu sermaye ile devleti bile satın alabilecek planın içerisinde oldukları görülmeyip ‘adam rakip temizleme işi’ denilirse, onlar tastık edilir, olacak olur zaten. Katlanacaksınız öyle ise.
Gözünüzü açın ve görün
Devlet olarak Türkiye, Müslüman olarak Türkiyeli Müslüman organizasyonu, yönetici olarak Türkiye yöneticilerinden başka bu işin üstesinden gelecek bir beklenti yok. İçimizde saklamayalım. Diyemiyoruz bunları. Doğru doğru amma içerideki sahip çıkamamazlığımız sonuçsuz kalınmasına sebeptir. Öyleyse hangi devletten, hangi ülkeden, hangi yöneticiden ne bekliyorsunuz. Beklemiyorsunuz amma. Yapacaklara da sahip çıkmıyorsunuz. Elinizden gelse bu gün alaşağı edeceksiniz Reisi. Öyleyse samimi değilsiniz. Gençlik kuruluşları, Dernekler, sivil toplum kuruluşları vakıflar, cemiyetler, irili ufaklı partiler ve yöneticileri ve onların müntesipleri.
Ne istiyorsunuz?
Asıl isteğiniz. ‘Reis İsrail’i sallasın Filistin ve Gazze’nin kurtarılmasını sağlasın’ değil. Ya ‘ülkeyi savaşa soksun atılan bombalarla İstanbul, Ankara, İzmir gibi vilayetleri mizin elektriği suyu kesilsin. Bizim halk buna alışık değil, Reisten de böylece kurtulmuş oluruz’. Ana gayenizi, İsrail’e karşı Filistin ve Gazze’yi kurtarma isteğinin arkasına Reisi devirme planınızı saklamanızdır. Bunu aklı eren herkes görüyor. ‘Körünen yatan şaşı kalkar.’ Dindar kesimin Gençlik kuruluşları, gençlik vakıfları, irili ufaklı partileri siz CHP ile mutlu evlilik görüntüsü vereceksiniz. Mitinglerde arka arkaya konuşacaksınız, siz konuşurken Hamas’a MÜCAHİT diyeceksiniz, Özgür emminiz konuşurken Hamas’a TERÖRÜST diyecek. Onun için diyorum Filistin’i ve Gazze’yi asıl gayenize istismar edeceksiniz. Olmaz bu ikilem olmaz.
Hırsıza hırsız diyemiyoruz?
Hadi CHP postu kurtarmak için cobbar inkâr ediyor, tek kelime bile kabul etmiyor. ‘Siyasidir’ diyor. Sizde hiç utanma arlanma yok mu CHP den fazla gayretkeş davranı yorsunuz. Bu kadar Belediye Başkanı tutuklanıyor. CHP kendi iç mücadelesinden dolayı şikâyetçi oluyor. İki yüze yakın iri kıyım zanlı tutuklanıyor. Bunun hiç mi bir izahı yok sizce. Hoca Nasrettin Rahmetullah’ın ‘Hırsızın hiç mi suçu yok’ sorusuna ne denilmeli. Hatta savunmanıza bir de dua ve üfürük ekliyorsunuz.
Diğer saklı öfkenin kaynağı ekonomi
- Hay olmasaydı ekonomik sıkıntı
- Verilseydi emekliye de o seyyanen zam
- Keşke emekli ile barışık olunsaydı
- Hayat pahalılığı olmasaydı
- Geçim sıkıntısı olmasaydı
- Soğan patates hesabı yapılmasaydı
- Dünyanın en büyük depremi, zelzelesi yaşanmasaydı
- Pandemi hastalığı olmasaydı
- Dünya ekonomik sıkıntısı bize yansımasaydı
- Amerika, muhalefete biz ekonomi ile
- Siz siyaseten gidin üstlerine demeseydi.
- Bu ve benzer sorunlar halkın gözünü perdelemeseydi de
- ‘Hırsıza hırsız’ denilseydi
- Belediye yolsuzluklarına;
- ‘Öyle ama öyle demeyeceğiz’ denilmeseydi
- ‘Cim amma cim demeyeceğiz’ inatlaşması olmasaydı

























Yorum Yazın