Demokrasi, kısaca tanımlamak gerekirse, halkın kendi kendini yönetme biçimidir.
Dünyadaki tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya Devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu iddia edilen bir tür yönetim biçimidir.
Bu bakış açısı doğrultusunda her ülke kendi ülkesinin hak ve menfaatleri doğrultusunda bir demokrasi anlayışı benimsemelidir.
Demokrasi anlayışı bizim ülkemize bu şekilde mi getirildi?
Bizi Cumhuriyetle birlikte var olmuş bir millet gibi görenler şekillendirdi.
1950 yılına kadar tek parti sistemi içinde dikta rejmi ile yönetildik.
1950’den sonra sözde çok partili sisteme geçildi.
Kendilerini ülkenin sahipleri gören azınlık bir güruh, kendilerine itaat etmeyen yöneticileri her on yılda bir askeri ihtilalle görevden aldı.
Avrupalı olmak, Avrupa kütürü ile donatılmak ve Avrupalılara benzemek ulaşılması hayal olan bir tutku haline gelmişti.
Avrupalıların istedikleri çizgiye gelmiştik.
Öncelikle kültürel anlamda büyük bir zaafa uğramıştık.
Ahlaki anlamda Avrupalı olmuştuk.
Utanç belgesi olan İstanbul Sözleşmesini de imzalamıştık.
Avrupa’nın kapısında bekleyen, onların emir ve talimatlarına uyan bir yapı oluşturmuştuk.
Demokrasi anlayışımız Avrupalı ağa babalarımızın istedikleri gibi şekillenmişti.
***
Dünyanın başına Erdoğan diye bir bela gelmişti.
Kimseyi takmıyor.
Kimseye eyvallahı yok.
Kimseyi dinlemiyor.
Dediğim dedik, çaldığım düdüktür diyor.
Ülkemi, hiç kimseden talimat almadan ben dilediğim gibi yönetirim.
Buyur burdan yak.
Adamların tüm plan ve programları alt üst oldu.
N’olacak şimdi?
Erdoğansız bir Dünya olmalı.
Zavallılar bunu da başaramadılar.
Edoğanın dirayetli duruşu ile İstanbul Sözleşmesi iptal edildi.
Avrupalılara hadleri bildirildi.
Türkiye bölgesinde çok güçlü bir ülke durumuna geldi.
***
Avrupalı haçlı şeytanlar ABD ile birleşerek Erdoğansız bir Dünya için komplolar kurmaya başladılar.
Başaramadılar.
Doğal afetle vurdular.
Yine olmadı.
Bükemedikleri bileği öpecekler.
***
Gelelim ASRIN FELAKETİNE…
On bir ilimiz yıkıldı.
Allah’ın izniyle bunu da atlatacağız.
Sayın Cumhurbaşkanımız “az hasarlı, orta hasarlı binaların tamamını yıkkacağız, sıfırdan şehirlerimizi kuracağız” dedi.
Çok kat olayı bitti.
Tüm yapılar dört katlı olacak ve inşallah bir yıl içinde mağdurlar evlerine kavuşacak.
Çok güzel bir haber.
Allah razı olsun.
Sana tüm kalbimle inanıyorum.
Yaptıkların, yapacaklarının temimatıdır.
Sevgili kardeşim, seni çok seviyorum.
Seninle aynı davanın adamlarıyız.
Sen ağacın gövdesi biz de dal ve budaklarıyız.
***
Allah şahidimdir.
Kişisel çıkar doğrultusunda hiç bir beklentim yoktur.
Tek derdim vatanımdır.
Sevgili başkanım; arada bir bizi dinlersen çok iyi olur diye düşünüyorum.
Seksenbir ilin tamamını dört katlı yapsan bile deprem enkazından kurtulamayız.
Kurtuluşumuz; çok katlı demokrasiyi dört kata indirmenizle mümkün olur.
Her zaman demokrasinin enkazı altında kalabilme tehlikesi ile karşı karşıyayız.
Bizim ülkemizdeki demokrasi dünyanın hiç bir ülkesinde yoktur.
Yerin dibine batsın böyle bir demokrasi anlayışı.
Demokrasimizi dört katlı yapabilirseniz, birinci katına Vatan sevgisini yerleştirin.
İkinci katına Kültürümüzü yerleştirin.
Üçüncü katına Adalet ve Eşitlik ilkelerini yerleştirin.
Dördüncü katına insan hakları ve özgürlük ilkelerini yerleştirin.
Anayasamızı da demokrasimiz anlayışı doğrultusunda dizayn edin.
Bunları yapmadığınız taktirde tüm emekleriniz boşa gider.
Ülkemize yazık olur.
***
Bütün bunları nasıl yaparız diye düşünme.
Çok rahat bir şekilde yapabilirsin.
Diğer yazılarımda da yazdıklarımı tekrar ediyorum.
Ülke genelinde olağanüstü hal ilan edilmeli.
Seçim iptal edilmeli.
Meclis ve siyasi partiler fesh edilmeli.
Tesbitli tüm hainler yargılanmalı.
Anayasa ve diğer yasalar ülke gerçeklerine ve kültürüne uygun hale getirilmeli.
Demokrasi anlayışımız yukarıda bahsettiğim gibi yapılandırılmalı.
Bu çalışmalar bittikten sonra uygun bir tarih belirlenerek seçime gidilmeli.
***
Sayın Cumhurbaşkanım, sen eski futbolcusun.
Gol atamayana gol atılacağını iyi bilirsin. Alçak, namussuz, adi ve hainler halen işbaşındadırlar. "Su uyur, düşman uyumaz" 61 avukat senin ve ekibin hakkında, Ankara Cumhuriyer baş savcılığına suç duyrusunda bulundular. Sizi depremin suçlusu olarak göstermeye çalışıyorlar. Her yerde açıkca, sizi yargılayacaklarını haykırıyorlar ve ellerini kollarını sallayarak gidiyorlar. Siz diktatörsünüz ya ! Ülke genelinde örgütlü bir çalışma içindeler. Parasal sorunları yok. Sözde insanlık yapıyor görüntüsü vererek, gezi varı bir ayaklanma gayreti içinedirler. Her halde ihsihbarat örgütlerimz bu olayların farkındadır.
Dikkatli olmak ve oyuna gelmememiz lazım…
Sizin deyiminizle, Bizimde onayımızla, bu alçak, namussuz, yalancı ve adi vatan hainlerinin kafalarına Devletin demir yumruğu vurulmalı…
Saygılarımla…
Yorum Yazın