Redaktör Haber Dergisi olarak Ankara Oto sanatkarları Esnaf Odası Başkanı Mustafa Arslanoğlu’nu sayfalarımıza konut ettik. Sektörün sorunlarını ve Oto sanatkârlar odasının çalışmalarını kendisinden dinledik. Genç, azimli ve Esnafın hakkını sonuna kadar arayan bir başkan profiline sahip Mustafa Arslanoğlu Oto sanatkarlarının yaşadığı sıkıntıları çok yakın takip ediyor. Her bir konuya çözüm üretebilmek için projeler üretiyor, devletin ilgili kurumlarının kapısını aşındırarak mücadelesini veriyor. Sigorta şirketleriyle yaşanan sıkıntılardan, oto sanatkarlarının erken emekliliğine, İskitler bölgesinde kaçak çalışan merdiven altı tamircilerden ekonomik sıkıntı içerisinde oto sanatkarlarının mevcut durumuna kadar pek çok konuyu masaya yatırdığımız sohbetimizde Başkan Arslanoğlu önemli mesajlar verdi.
İşte o röportajımız
-Ankara Oto sanatkarlar odasını tanıyabilirmiyiz?
KİTLESEL OLARAK EN BÜYÜK ESNAF ODASIYIZ
Ankara’da aktif 4 binin üzerinde meslek mensubu üyemiz bulunuyor. Ankara’nın 3. büyük esnaf odasıyız. Kitlesel olarak ise en büyük esnaf odasıyız. Her birimizin yanında 3’er 5’er kişi çalışıyor. Büyük bir aileyiz. İvedik OSB, Şaşmaz oto sanayi, Yeni Başkent sanayi sitesi, OSTİM, Pursaklar Karacaören, Akyurt sanayi sitesi, Gimat, Erciyes sanayi sitesi, Örnek oto sanayi sitesi, şehir merkezinde ki oto yıkama ve oto lastik meslek dallarında toplanıyor üyelerimiz.
1956 yılında kurulmuş bir odayız. Oto sanayi sitelerinde görev yapan meslek dallarını barındıran bir meslek odası. 2010 yılında seçildik. 9 yıldır görev yapıyoruz, esnafımızın, sanayimizin ve müşterilerimizin genel sorunlarıyla ilgili olarak çalışmalar yürütüyoruz.
- Oto sanatkarlarını şehir merkezinde İskitlerde yoğun olarak görüyorduk. MİA projesiyle birlikte 2004 yılında esnaf buradan taşındı ancak halen bu bölgede kaçak çalışanlar var.
2004 yılında Ankara’da ki demir sanayi, ata sanayi büyük sanayi ve yeni sanayi sitelerinde Büyükşehir Belediye meclisinin kararıyla taşınma süreci oldu. Esnaflarımız sanayi sitelerine taşındılar. Bu bölgelerin büyük bölümü yıkıldı ama yıkılmayan bölümlerinde kaçak çalışanlar var. Bu durum tabiki haksız rekabete yol açtı. Burada çalışanların çalışma ruhsatları yok, vergi kayıtları yok. Diğer sanayi sitelerimizde vergisini, çalışma ruhsatını, işyeri ile ilgili bütün hükümlülüklerini yerine getiren bir esnaf topluluğu varken, bu bölgede günü birlik çalışan, vergi levhası ve çalışma ruhsatı olmayan, ustalık belgesi bulunmayan bir topluluk var. Bura da sorunu tüketici, yani araç sahipleri yaşıyor. Tüketici “Ben gittim, büyük sanayide, demir sanayi de, ruhsatı yok, vergi levhası yok bir barakanın içerisinde aracımı tamir ettirdim, filanca usta beni mağdur etti” demiyor ki. “Sanayi de usta beni mağdur etti” diyor. Bu durum bütün sanayi sitelerinde ki esnafımızı zan altında bırakıyor. Burada hem haksız rekabet yaşanıyor hem de oto sanatkâr esnafımızın imajı zedeleniyor.
Geçen sene Büyükşehir belediye meclisinden yıkım için karar alınacağı söylenmişti ancak belediye yönetimi değişti. Şimdi ne olur bilmiyoruz.
KAÇAK ÇALIŞMAYA ASLA İZİN VERİLMEMELİ
MİA projesi çerçevesinde bulunan Demir sanayi, Ata sanayi, büyük sanayi, Yeni sanayi de çalışan kişilerin çalıştırılmamasını istiyoruz. Nasıl ki 2004 yılında bizim çalışma ruhsatımızı iptal ettirip bizi diğer sanayi sitelerine taşıdılarsa şu anda oralarda faaliyet gösterenlerinde faaliyetlerinin durdurulmasından yanayız. Gelsinler bizlerle aynı şartlarda rekabet etsinler. O bölgenin yıkılmadan bu sorunun çözülmeyeceğini de biliyoruz.
-Oto sanatkarlarının sorunlarından bahsedebilirmiyiz?
SİGORTA ŞİRKETLERİ DAYATMA YAPIYOR
Sigorta şirketleriyle sıkıntılar yaşıyoruz. Haksız bir şekilde bizim üzerimizden araç sahipleri mağdur ediliyor. Geçmişte bu konuda çalışmalar yaptık, çoğunda başarılı olduk ama hep yeni bir yönetmelik, yeni bir genelge çıkıyor, bizde televizyonlardan seyreder pozisyonundayız. Bununla ilgili kalıcı bir çözüm olması lazım. Çözümde şu, sigorta şartları hükmünün tüm sigorta şirketlerinin yerine getirmesi lazım. Maalesef dayatma yapılıyor. Sigorta şirketi “Benim anlaşmalı servisime gitmelisin” diyor. Halbuki anlaşmalı servise gitme gibi bir yükümlülüğü yok. Tüketici otomobilini istediği yerde yaptırabilir. Tüketici o servise gitmezse de “Anlaşmalı servisimde fiyat bu kadar, sen bu fiyata dışarıda yaptır” diyor. Böyle bir dayatma söz konusu. Hazine Bakanlığı bunlara cezai müeyyide uygulaması lazım. Bu ceza uygulandığı zaman böyle bir dayatma yapılamaz. Tamirli parçayı araca taktırıyor. Yürüyen bir aksanın parçası olsa, kazaya tekrar sebebiyet verse insan canı söz konusu olan. Sonuç itibariyle tüketici (araç sahipleri) bunlara sigorta primleri ödüyor, kasko primleri ödüyor bunlarda tüketicinin mağduriyetini kaliteli bir şekilde yerine getirmesi lazım. Sigorta şirketleri tarafından “Yan sanayi parçayı veririm, orijinal vermem” diye dayatmalar olduğu zaman esnafımızda mecburen sigorta şirketinin verdiği parçayı kullanmak zorunda kalıyor. Sonrasında esnafımızın başı ağrıyor. Sigorta şirketleri hep tedarik parçacılarıyla çalışıyor ne yazık ki bunlarda yan sanayi, yani merdiven altı yedek parçalar. Muayene istasyonlarında ayarı yapılamadığı için muayeneden geçmeyen farları gönderiyorlar bize. Müşterimizin arabasına bizlerde bunu takmak zorunda kalıyoruz.
ERKEN EMEKLİLİK İSTİYORUZ
Bizim diğer bir sorunumuzda emeklilikle ilgili. Sanayi sitelerinde kanserojen maddelerle çalışmak zorundayız. Çalışma Bakanlığı ile ortaklaşa oto boya ve kaportacılarımızı bir check-up’tan geçirdik. Türkiye’de ilk defa bir meslek hastalığı tespit edilmiş oldu. Bütün boyacılarımızda solunum hastalıkları tespit edildi. Tiner, boya bunların hepsi ağır kimyasal maddeler. Erken emeklilik istiyoruz.
ÇIRAKLIĞIMIZ İLK SİGORTA GİRİŞİ SAYILSIN
Ayrıca 3 yıllık çıraklık eğitim merkezimizin ilk sigortalılığa sayılması için müracaatımız oldu. Çıraklık okuluna gidenler 18 yaşı itibariyle sigortalığa başlangıç sayılmasını istedik. Hatta bu 3 yılı da askerlik borçlanması gibi devletimize ödeyelim dedik. TBMM’de bununla ilgili bir komisyon kuruldu. Komisyon üyeleriyle görüşmelerimiz oldu. Tabi ki bu 3-5 yıllık bir sorun değil. Yıllar yılı önce bunlar ele alınmalıymış, yasalarda değişiklik yapmak zor şimdi. Bugüne kadar hiçbir esnaf odası bu tür konulara el atmamış. Biz geldiğimiz günden bu yana bu sorunları gündeme getiriyor ve çalışmalarımızı yürütüyoruz.
-Piyasalarda yaşanan ekonomik sıkıntılardan oto sanatkârlar da etkilendi mi?
YENİ NESİL OTOMOBİLLER OTO TAMİRCİLERİNİ ETKİLEDİ
Sanayi sitelerimizde tatil döneminin sonları ve okul başlangıç zamanlarında genelde işlerde düşüş görülür. Şu anda biz o düşmeyi yaşıyoruz. Ekonomik sıkıntılardan dolayı da düşme var. Bütün mesleklerde görüyoruz bu sıkıntıyı. Ankara’da 2 milyon Türkiye’de 22 milyon araç var. Araçlar artık yeni nesil araçlar. Daha önce 3 bin 5 bin km’de bakım yapılıyordu. Şimdi 20-30 bin km’de bakım yapılıyor. Eski araçlar kalmadı. Normalde senede 3 defa yağ değişimine gelenler şimdi senede bir defa yağ kontrolüne, klima gazı, antifriz kontrolüne geliyor. İşlerimizin düşüşünde yeni nesil otomobillerin üretiminin ve kullanımının artmasının da payı var.
Ekonomik sıkıntı içerisinde olan esnafımıza can suyu olması açısından Devletin verdiği yüzde 8’lik faiz oranıyla kredi imkânı esnaf odamızın kredi kefalet kooperatifi vasıtasıyla karşılanıyor. Bu kredi zor günler geçiren esnafımıza adeta nefes aldırıyor.
Ayrıca Oto sanatkârlar odası olarak her yıl AB projeleri yapıyoruz. Projelerimiz kabul görüyor ve bu çerçevede üyelerimizi ve gençlerimizi Avrupa ülkelerine göndererek yeni nesil araçları daha yakından tanımalarına fırsat sunuyoruz.
-EKONOMİK SIKINTI VAR DİYE ÜLKEMİZİ TERK EDEMEYİZ
Şunu özellikle belirtmek istiyorum, Türkiye bir taraftan terörle mücadele veriyor, bir taraftan sınırlarımızda adeta bir savaş veriyor. Emperyalist ülkeler ülkemiz üzerinde birtakım oyunlar oynuyorlar. Domates, biber, soğan fiyatlarıyla dahi nasıl oynandığını hepimiz gördük. Ülke insanı olarak biraz uyanık olmamız lazım. Ekonomik sıkıntıyı hiçbirimiz çekmek istemeyiz. Ekonomik sıkıntı var diye bu ülkeyi terk edemeyiz. Zor zamanda birlik beraberliğimizi daha da güçlendirerek bu süreçten daha güçlü çıkmalıyız. Sosyal medyada siyasi çıkarlar doğrultusunda insanları galeyana getirecek mesajlardan uzak durmalıyız. Eleştirmeden herkes üzerine ne düşüyorsa bir tarafından tutacak ve ülkemizi geleceğe bizler taşıyacağız.


























Yorum Yazın