Analiz:İbrahim GÖKDEMİR
Yerel yönetimlerde yıkmak, işten çıkarmak, küçülmek oldukça risklidir. Hele ki yıktığınız, bir ailenin yaşadığı ev ise ve bu evler “Melek girmez” tabir edilen bir bölgede ise…
Belediye ekipleri geldiğinde mahalleli ayaklanır, kepçelerin, dozerlerin önüne yatar. Ellerinde taşlar ve sopalarla belediye personeliyle karşı karşıya kalır. Polis zoruyla da olsa kazanan evi yıkan belediye olur. Ama arkasında gözü yaşlı çocuklar, anneler, babalar bırakarak. Belediye başkanları için de bu oy kaybı demektir, bu yüzden de hiçbir belediye başkanı kolay kolay yıkmaya teşebbüs edemez.
Biri var ki o hariç. Ankara’nın bir zamanlar asayiş yönünden en çok olaylı mahallelerinin de aralarında bulunduğu Altındağ ilçesinin Belediye Başkanı Veysel Tiryaki. 3 dönemdir Altındağ belediye başkanlığını sıra dışı yapıyor.
2000’li yıllar öncesinde çıkarılan aflarla birlikte gecekondular adeta yasallaştırılmıştı. Geçmiş hükümetlerin yanlış uygulamalarından en çok nasibini alan Altındağ’da şehrin yüzde 85’i gecekonduydu. 2003 yılına kadar hiçbir belediye başkanı cesaret edip bu mahallelere bırakın balyoz vurmayı, mahalleye yıkım ekibini dahi sokmaya cesaret edemedi. Ta ki 2004 yerel seçimlerine kadar.
2004 yerel seçimlerinde göreve gelen Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Altındağ’ın çehresinin değişeceğine dair önemli mesajlar verdiğinde herkes “sıradan bir siyasi mesaj” olarak algılıyordu. 2003 yılında 33 milyon geliri olan ve bu gelirin yüzde 90’nın personel gideri olduğu Altındağ Belediyesinde Veysel Tiryaki’nin yatırım yapması, bir çivi dahi çakması zor görünüyordu.
PERSONEL SAYISINI DÜŞÜRDÜ
Tiryaki ilk sıra dışı uygulamasını Altındağ Belediyesinin bizzat içerisinde yaptı. Fazla personelle yollarını ayırdı. Belediyeyi sadeleştirdi, az personelle çok iş yapmayı hedefledi. Bin 885 olan belediye personeli sayısını 348’e düşürdü. Böylelikle, boşa akan musluğun vanasını biraz olsun sıktı. Tiryaki, ilk 1 yılını belediye içerisinde tasarruf tedbirlerine ve Bölgesinde yapılabileceklerin, Altındağ’ın çehresini değiştirecek projelerin geliştirilmesine ayırdı.
Belediye başkanlığının ikinci yılında uygulamaya geçti. “Olmaz” denileni gerçekleştirmek için kolları sıvadı. Yıkmadan yapmak mümkün değildi ve kararlılığını gösterdi. İmar yolu, toplu konut alanı, yeşil alan, okul alanı vb içerisinde kaldığı için kaçak konumda olan 45 binden fazla kaçak yapıyı yıkmak için 2005 yılını yıkım yılı ilan etti. İşte o karar Altındağ’ın makus talihini yenmesine sebep oldu.
45 BİN GECEKONDU YIKTI
Veysel Tiryaki başkanlığında ki Altındağ Belediyesi 2017 yılının sonuna kadar 45 bin konutu yıktı. Vatandaşla kavga etmeden, kavgasız gürültüsüz yıktı. Vatandaş daha iyi koşullarda yaşayabilmek için Veysel Tiryaki’ye güvendi, inandı. Bu güvenleri boşa çıkmadı. Geçmişte derme çatma evlerde yaşam mücadelesi veren, kentin içinde oturup da kentli olamayan, "varoş" diye tabir edilen bölgelerde çocukları için aydınlık bir geleceğin mücadelesini veren ancak geleceğe dair pek de umutları olmayan insanlar, artık geleceğe umutla bakmaya başladı.
ÇOK PARK YAPTI ŞİKAYET EDİLDİ
2003 yılında yüzde 67’ si imarsız olan Altındağ’ın bugün yüzde 98’ini imarlı hale getiren Veysel Tiryaki, 2009 ylından 2017 yılı sonuna kadar 14 bin 195 vatandaşın tapulu arsa sahibi olmasını sağladı.
Gecekonduların yıkılması, İmar çalışmalarının tamamlanmasıyla vatandaşın ve çocukların nefes alabilecekleri geniş alanların oluşabilmesi için de bir yandan çalışma yapıldı. Altındağ'da güvenliği olmayan, köhne, kaderine terk edilmiş, bakımsız küçük parklar dönemi kapandı. Onun yerine Altındağ'ın ve Altındağlının hak ettiği "Temalı Dev Parklar" dönemi başladı. Fonksiyonunu yitirmiş, çok küçük pek çok park 2004 yılında kapatılırken, yerine çok daha büyük ve çok fonksiyonlu parklar yapıldı. Veysel Tiryaki Altındağ’a 59 Temalı dev park kazandırdı. Tiryaki’nin yaptığı bu sıradışı parklar şikayet konusu dahi oldu. AK Parti Genel Merkezine “Veysel Tiryaki Altındağ’a çok ve büyük parklar yapıyor” diye şikayet edildi. Başkan Tiryaki bu şikâyetten övünç duydu.
ACI HATIRALARI ÖLÜMSÜZLEŞTİRDİ
1980 darbesinin izlerini taşıdığı ve pek çok masum insanın aylarca hatta yıllarca tutuklu kaldığı Ulucanlar cezaevi boşaltıldıktan sonra yıkılmak istendi. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki Ulucanlar cezaevinin yıkılmasına karşı çıktı ve müze haline getirmek üzere belediyeye verilmesini istedi. “Bir cezaevinin neresi müze olur” diye düşünenler oldu. Ancak Veysel Tiryaki Ulucanlar cezaevinde binlerce kişinin acı hatırasını ölümsüzleştirdi. 2009 yılında restorasyona başladı, 2010 yılında tamamladı ve 2011 yılında hizmete açtı. Ulucanlar cezaevini 1,5 milyon kişi ziyarete geldi.
HAMAMÖNÜ’NÜ MARKA YAPTI
Veysel Tiryaki sıra dışılığını Hamamönünde de gösterdi. Halk tabiri ile inin cinin top oynadığı Hamamönünde tarihi Ankara evlerinin restorasyonunu yaparak bölgeyi Ankara’nın en değerli semtlerinden biri haline getirdi. Ankara’ya gelen yabancı konukların büyük çoğunluğu Hamamönünü görmeden gitmez oldu. Günümüz de Türkiye’nin dört bir köşesinden Hamamönü adeta ziyaretçi akınına uğruyor.
SPORU SANATI SEVDİRDİ
Veysel Tiryaki’nin yaptığı sıradışı belediyecilik bölgede yaşayan, gençlerin ve çocukların da geleceklerinde önemli bir rol oynayacak. Altındağ bölgesinde belediye tarafından açılan gençlik merkezlerinde, gelecek nesillerimiz kültür sanatla ilgili çalışmalara imza atıyor. 19 spor tesisinde geleceğin sporcuları yetiştiriliyor. Bugüne kadar yapılan 16 Kültür, sanat ve kongre merkezinde önemli toplantılara gerçekleştiriliyor. Yapılan 24 adet Kadın eğitim ve Kültür Merkezinde bütün kadınlar özgüvenlerini sağlıyor ve her türlü alanda kendilerini geliştiriyor. Ev kadınları bu kültür merkezlerinde bir tiyatro ekibi oluşturdu ve sahne dahi aldı.
ALTINKÖY’Ü ANKARA’YA KAZANDIRDI
Gelişen teknoloji ile unutulan köy hayatını gelecek nesillere aktarmak için Altınköy’ü kurdu. Başkent’in tam ortasında bir köy hayatı oluşturdu. Tarihi yüzyıllara dayanan yıkılıp, yakılmak üzere olan tarihi ağaç evlerini (Çantı Evler) kilometrelerce yollardan kamyonlarla getirerek Altınköy’e yerleştirdi. Yel değirmeni yaptı, Buğday ekti, sebze bahçesi oluşturdu, At, koyun, kuzu, keçi, tavuk, ördek vb hayvanları Altınköy’de bir araya getirdi. 2 yılda 250 bin ziyaretçi ağırladı.
Veysel Tiryaki bu sıradışı çalışmasıyla aslında Ankara’nın geleceğini kurtardı. Altındağ’da bu değişim olmasaydı, Türkiye’nin Başkenti Ankara’nın göbeğinde bulunan Çinçin tabir edilen bölgede esrar, eroin kaçakçılığı başta olmak üzere toplumumuza uygun olmayan her türlü gayri meşru işler gelecek nesillere akıp gidecekti. Şimdi şehir kimliğine bürünmüş bu mahallelerde dahi gerek aileler gerekse çocuklar, sanatla, sporla iştigal ediyor.



























Yorum Yazın