© Redaktör Haber 2022

Yaklaşık yüz yıllık köklü bir geçmişe sahip: GAZİ ÜNİVERSİTESİ

Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız “Gazi Üniversitesindeki en büyük hedefimiz ve çabamız hiç şüphesiz geleceğimizin teminatı olan değerli gençlerimize, öğrenci merkezli anlayışı esas alarak gerek uzaktan, gerekse örgün eğitim yoluyla en iyi, kaliteli ve çağdaş eğitimi vermektir” dedi.

Redaktör Haber Dergisi olarak Aralık sayımızın sayfalarında Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız’ı konuk ettik. Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevinden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Gazi Üniversitesi Rektörlüğü görevine atanan Prof. Dr. Musa Yıldız ile Gazi Üniversitesinin pandemi döneminde izlediği yol haritası ve geleceğe yönelik çalışmalarını konuştuk.

Kuruluşunun 2’nci yılında, yani 1984’te Gazi Eğitim Fakültesinde lisans öğrencisi olarak başlayan ve okuduğu Üniversiteye Rektör olarak atanan Prof. Dr. Musa Yıldız, Gazili olmanın ayrıcalığını ve gururunu her daim yaşadığını söylüyor.

İşte İbrahim Gökdemir'in Prof. Dr. Musa Yıldız ile yaptığı o röportaj;

-Gazi Üniversitesinin diğer üniversiteler arasında konumu nedir?

100 YILLIK KÖKLÜ BİR GEÇMİŞE SAHİP ÜNİVERSİTEYİZ

Beşikten mezara kadar sürdüğüne inandığımız eğitim sürecinin en dinamik ve etkili olduğu kurumların başında gelen üniversiteler, hiç şüphesiz bireyin yetişmesinde, belli bir alanda uzmanlaşmasında gerekli olan bilgi donanımının yanı sıra, iyi bir insan olmanın erdemlerinin de öğretildiği evrensel kurumlardır. Dolayısıyla doğumundan itibaren, okul öncesi dönemden temel eğitim ve ortaöğretime, oradan da yükseköğrenime uzanan yolculukta çocuklarımız, gençlerimiz için en ideal ve doğru yer olarak emanet ettiğimiz üniversitelerin, gerek ebeveynler üzerinde gerekse bireyler için çok önemli kurumlar olduğu malumlarınızdır. Bu anlamda Gazi Üniversitesinin temeli, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı ile 1926 yılında "Orta Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü" adıyla temeli atılmıştır. İsmi 1929 yılında  "Gazi Orta Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü" olarak değiştirilmiş, 1976 yılında “Gazi Eğitim Enstitüsü” adını almış, 1982 yılında YÖK’ün kurulmasıyla birlikte, bugünkü adıyla “Gazi Üniversitesi” kimliğine kavuşmuştur. Gazi Üniversitesi, kurulduğu ilk yıllardan beri topluma liderlik yapabilecek; millî, manevi, kültürel ve insani değerlere saygılı bireyler yetiştirmek; öncü araştırmalarla bilgiyi üretip, paylaşıp toplumsal hayata ve katma değere dönüştürerek insanların hayat boyu eğitim ve gelişim sürecine katkıda bulunmaktadır. Üniversitemiz, yılların birikimiyle yetişmiş akademik kadrosu ve başarılı öğrenci yapısıyla, kuruluş amaçlarına uygun şekilde eğitim-öğretim faaliyetlerini, bilimsel ve akademik çalışmalarını, kurulduğu ilk günde duyulan heyecanla devam ettirmektedir.

-Yıllarca Gazi Üniversitesinde görev yaptınız. Çok iyi bildiğiniz ve yabancısı olmadığınız Gazi Üniversitesinde ne tür projelere ağırlık vermeyi düşünüyorsunuz?

 

ÖĞRENCİ MERKEZLİ ANLAYIŞI ESAS ALARAK, KALİTELİ VE ÇAĞDAŞ EĞİTİMİ VERMEKTİR

Gazi Üniversitesindeki en büyük hedefimiz ve çabamız hiç şüphesiz geleceğimizin teminatı olan değerli gençlerimize, öğrenci merkezli anlayışı esas alarak gerek uzaktan, gerekse örgün eğitim yoluyla en iyi, kaliteli ve çağdaş eğitimi vermektir. Bu hususta Üniversitemizin, Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren oluşmuş kendine has eğitim anlayışının önemine de dikkatinizi çekmek istiyorum. Yaklaşık yüz yıllık köklü bir geçmişe sahip Üniversitemizin eğitim anlayışında ve politikasında;

•         Uluslararası çağdaş standartlar ve normlar doğrultusunda hareket etmek,

•         Bilimsel gelişmelere katkı sağlayan, disiplinlerarası bir yaklaşımla beşeri ve ekonomik katma değere dönüştürebilen bireyler yetiştirmek,

•         Sürekli iyileştirmeye dayalı aktif öğrenme anlayışını benimsemek,

•         Kişisel ve toplumsal gelişimi destekleyen eğitim ve öğretim ortamı oluşturmak,

•         Başarı izleme ve değerlendirme sürecinde bilginin yanında, beceri ve yetkinliklerin esas alınmasını benimsemek,

•         Eğitim ve öğretime ait süreçleri “Planlama-Uygulama-Kontrol etme-Önlem alma (PUKÖ)” döngüsüne uygun olarak yönetme anlayışı vardır. Dolayısıyla bütün gayretimiz, geleceğimizin teminatı olan değerli öğrencilerimize, belirttiğimiz normlarda ve standartlarda en iyi ve kaliteli eğitimi vermek olacaktır. Bu hedefe ulaşmak hiç şüphesiz birlikte, bir aile ortamı sağlayarak ve el birliği ile çalışarak olacaktır.

- Atamalarda ehliyet ve liyakata verdiğiniz önemden bahseder misiniz?

MİSYON VE VİZYONUMUZU İLERİYE GÖTÜRECEK EHLİYETE SAHİP KİŞİLERİN ATANMASINA AZAMİ ÖNEM GÖSTERİYORUZ

Üniversitemizde akademik kadrolara yapılan atamalar;

“2547 sayılı Kanununun” ilgili maddeleri ile “Devlet Yükseköğretim Kurumlarında Öğretim Elemanı Norm Kadrolarının Belirlenmesine ve Kullanılmasına İlişkin Yönetmeliği “nde belirtilen koşullara uymak kaydıyla, Üniversitemiz "Akademik Yükseltilme ve Atanma Kriterleri" ni sağlayan öğretim üyelerinin; akademik bilgi birikimi, proje ve araştırma yetkinliğinin yanı sıra, bilimsel çalışma ve yayınları ile unvan hak ediş tarihleri dikkate alınarak gerçekleştirilmektedir. Keza öğretim elemanı atamaları da ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda; bilimsel, nesnel ve denetlenebilir koşullar belirlenerek tüm kamuoyuna açık bir şekilde yapılmaktadır.

Üniversitemizde idari kadrolara yapılan atamalar ise; yetenek, ehliyet ve liyakat esas alınarak, ilgili göreve en uygun ve o görevi en iyi şekilde yapabilecek yeterliğe ve niteliğe sahip personel gözetilerek gerçekleştirilmektedir. Özetle; Üniversitemiz bünyesinde, gerek akademik kadrolara gerekse idarî kadrolara yapılan tüm atamalarda, Üniversitemize katkı sağlayacak, Üniversitemizin misyon ve vizyonunu ileriye götürecek ehliyete sahip kişilerin atanmasına azami önem gösterilmektedir.

- Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinde Mütevelli Heyet Başkanlığı yaptınız, Hoca Ahmet Yesevi’nin maneviyatını Gazi Üniversitesine taşıyacak mısınız? Bu maneviyatı öğrenciler, öğretim görevlileri ve üniversitenin idari kadroları nerelerde görecekler?

GÖNÜL İNSANI OLMA MİSYONUNU, GAZİ ÜNİVERSİTESİNE DE TAŞIMAK KONUSUNDA İSTEKLİ VE KARARLI OLACAĞIZ.

Kuruluşunun 2’nci yılında, yani 1984’te Gazi Eğitim Fakültesinde lisans öğrencisi olarak başladığım, Gazili olmanın ayrıcalığını ve gururunu her daim yaşadığım Üniversitemize, 14 Ağustos 2020 tarihi itibariyle Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle rektör olarak atandım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gazilik unvanından adını alan ve Türk eğitim sisteminin göz bebeği kurumlarından olan Üniversitemize, akademisyen olarak ve çeşitli kademelerde idarecilik yaptıktan sonra rektör olarak da hizmet edecek olmanın gururunu ve onurunu yaşadığımı da ifade etmek istiyorum. Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinde, öncelikle öğrencilerimizin gönlüne girmeyi ve gönüllerinde yer etmeyi amaçladık ki devamında aldıkları eğitimde, geldikleri üniversitenin kampüslerinde gönül rahatlığıyla ve mutlulukla öğrenim hayatlarını sürdürebilesinler. Bu anlamda Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinde oluşturmayı başardığımız bu gönül adamı olma misyonunu, Gazi Üniversitesine de taşımak konusunda istekli ve kararlı olacağız.

- Küresel Salgın döneminde birçok kurum çevrim içi eğitime geçti. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Çevrim içi eğitim kalıcı olur mu? Yüz yüze eğitim mi çevrim içi eğitim mi daha sağlıklıdır? Gazi Üniversitesinin teknik altyapısı çevrim içi eğitimi kaldırabilecek seviyede mi?

AHMET YESEVİ’DE Kİ UZAKTAN EĞİTİM TECRÜBEMİZİ GAZİ’YE TAŞIYORUZ

Bu yılın mart ayında biz de diğer öğretim kurumları gibi acil olarak uzaktan eğitim sürecine geçiş yaptık. Üniversitemizin Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezinin daha önceden gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri vardı; fakat eylül ayı itibarıyla Ahmet Yesevi Üniversitesindeki uzaktan eğitim tecrübemizi buraya aktarıp, altyapımızı güçlendirerek; birimlerimizin, öğrencilerimizin ve öğretim elemanlarımızın ihtiyaçlarını detaylı olarak analiz ederek, yeni eğitim-öğretim sürecine çok daha hazır bir şekilde başladık.

İlk olarak tüm akademik birimlerimizle ayrı ayrı toplantılar yaparak ihtiyaçları belirledik. Komiteler şeklinde öğrenime devam eden Tıp Fakültesi ile bazı özel durumları olan diğer fakültelerimizin ihtiyaçlarına göre öğrenme-yönetim sistemimizi yapılandırarak sürece başladık. Yabancı Diller Yüksekokulunun dört beceriyi birden ölçen sınavlarını ki tek oturumda yaklaşık 1.500 öğrenciden oluşan bir sınav grubundan bahsediyoruz, çevrim içi ortamda gerçekleştirerek yüz yüze gelmeyi, bulaş riskini önlemiş olduk.

Üniversitemiz öğretim elemanlarının ihtiyaçlarına yönelik olarak 2020-2021 Eğitim-Öğretim Dönemi Uzaktan Eğitim Sürecinde derslerin daha verimli geçebilmesi ve olası teknik problemlerin önüne geçebilmek amacıyla, “Uzaktan Eğitim Sürecinin Tasarımı, Etik ve Telif Hakları, Uzaktan Eğitimde Materyal Geliştirme, Etkileşim ve Buzkıranlar, Uzaktan Eğitimde Sınıf Yönetimi ve Ölçme Değerlendirme” konularında “Eğiticilerin Eğitimi Uzaktan Eğitim Programı” nı organize ettik. Bu eğitimlerin çevrim içi ortamlarda yayınlanmasını sağlarken aynı zamanda canlı yayın olanaklarını da devreye sokarak etki alanımızı geniş tutmayı hedefledik.

Ailemize yeni katılan öğrencilerimize ve mevcut öğrencilerimize, küresel salgın ortamından kaynaklanan herhangi bir uyum problemi yaşamamaları ve uyum sürecini kolaylaştırmak adına “Öğrenci Oryantasyon Uzaktan Eğitim Programı” nı organize ettik. Bu eğitimlerde akademik birimlerimizi ve öğrencilerle iç içe süreçler yürüten idari birimlerimizin daire başkanlarını öğrencilerimizle buluşturduk. Ayrıca Üniversitemizde kullanılan çevrim içi program, yazılım ve sistemlerin kullanımı konusunda eğitimler tertip ettik.

Öğrencilerimizin öğrenim süreçlerine hem eş zamanlı eğitimlerle hem de eş zamanlı olmayan eğitim materyalleri ile ayrıca destek sağlıyoruz. Yeni bir gelişme olarak, çevrim içi sınav yönetmeliği oluşturmuş ve çevrim içi sınav modülünü devreye alarak değerlendirme süreçlerini de öğrenme- yönetim sistemimize dâhil etmiş bulunuyoruz.

Yükseköğretim Kurulu, öğretim programları müfredatının @’ının uzaktan eğitim süreci ile sağlanmasına yönelik bir karar almıştır. Özellikle yüksek lisans düzeyinde uzaktan eğitimin çok uygun olduğu ve hem öğrencilerimizin hem de öğretim elemanlarımızın bu husustaki görüşlerinin olumlu olduğu görülmektedir. Öğrenme-yönetim sistemimiz “Tez Çalışmaları” ve “Seminer” gibi yüksek lisans dersleri için de gerekli ortamı sağlamaktadır. Yaşadığımız bu pandemi gibi krizlerle uzaktan eğitim sürecinin hangi konular ve hangi düzeylere daha uygun olduğunu da hep birlikte yaşayarak öğrenmiş olduk.

Bunlara ek olarak, 21-23 Ekim 2020 tarihleri arasında düzenlenen “Gazi Meclisin (TBMM) Açılışının 100. Yılı Anısına XII. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu" nu çevrim içi olarak sorunsuz bir şekilde düzenleyerek örnek bir sanal sempozyum deneyimi yaşadık ve yaşattık.

Uluslararası iş birliği kapsamında, Azerbaycan Tıp Üniversitesi öğrencilerine de eğitimler vermeye başladık. Önümüzdeki günlerde öğrencilerimiz ve öğretim elemanlarımıza yönelik olarak yabancı dil, hizmet içi eğitimler ve diğer sertifikalı eğitimlerle birlikte birçok alanda kurs ve sertifika programları planlanmaktayız.

Tüm bunların dışında, gerçekleştirdiğimiz her etkinliği dinamik tutmak, ihtiyaç ve öneriler doğrultusunda iyileştirmeler yapmak ve faaliyetlerimizi zenginleştirmek adına hem öğrencilerimize hem de öğretim elemanlarımıza anketler uyguluyoruz. Geri bildirimler sayesinde etkinliklerimizin takip edilebilirliğini sağlamayı, eğitimlerimizin etkililik seviyesini ve eğitim süreçlerini kontrol ederek ilerlemek istiyoruz.

Uzaktan eğitim sürecinde kullandığımız öğrenme-yönetim sisteminde herhangi bir manuel müdahale gerçekleştirmeden, öğrenci bilgi sisteminden verileri otomatik olarak çekerek, düzenli aralıklarla senkronizasyonu gerçekleştiriyoruz. Böylece Üniversitemizin veri yapılarını etkili kullanarak hem bilgi-işlem kaynaklarından hem de insan kaynağından etkili bir şekilde yararlanarak, küresel salgın sürecinde herkesin verimli bir süreç geçirmesi için elimizden geleni yapıyoruz.

Bu yeni dönemde öğrenme yönetim sistemimizde oluşturulan toplam sanal sınıf sayısı 130.567, toplam ders sayısı 16.176 ve bu derslerdeki toplam öğrenci sayısı 242.024’tür. Öğrenme-yönetim sistemimizde kayıtlı olan toplam öğrenci sayımız 33.965 iken toplam öğretim elemanı sayımız 1.757’dir. Bu veriler ışığında sorunsuz bir şekilde öğretim sürecine devam etmekte olup öğrencilerimiz ve öğretim elemanlarımızın karşılaştığı sorunlara anlık olarak çözüm bulmaktayız. Diğer yandan öğrenme-yönetim sisteminde karşılaşılan ihtiyaçlara göre hem öğrenci hem de öğretim elemanlarına yönelik eğitim kılavuzları merkezimiz tarafından da ayrıca paylaşılmaktadır.

Küresel salgın sonrası dönemde öğrencilerimizle kampüsümüzde, buluşma özlemini sona erdireceğimiz günleri bekliyoruz. Bununla birlikte, eğitim hizmetlerimizin en azından bazı aşamalarının uzaktan eğitim yoluyla devam edeceğini ve hibrit bir şekilde yolumuza devam edeceğimizi de düşünüyoruz.

- Bize biraz da Üniversitenizdeki akademik yapı ve öğretim elemanı durumu hakkında bilgi verir misiniz?

AKADEMİSYENLERİMİZ YURT İÇİNDE VE YURT DIŞINDA BAŞARILI

Üniversitemizde hâlihazırda eğitim, sağlık, mühendislik alanları ağırlıklı 11 fakülte; 5 enstitü, 2 yüksekokul, 4 meslek yüksekokulu mevcuttur. Bu kurumlarımızda, alanlarında Türkiye ve dünyanın en önemli bilim insanları görev yapmaktadır. Bugün itibarıyla; 922 profesör, 356 doçent, 221 doktor öğretim üyesi, 558 öğretim görevlisi ve 1182 araştırma görevlisi ile toplam; 3.239 akademisyen öğrencilerimize ön lisans, lisans ve lisansüstü seviyelerde hizmet vermeye çalışmaktadır. Akademisyenlerimiz aynı zamanda yapmış oldukları çalışmalarla gerek yurt içinde gerekse yurt dışında, hem ülkemizi hem de Üniversitemizi başarıyla temsil etmektedirler. Öğrencilerimizden beklentimiz, Türkiye’de pek çok üniversitemizde yer almayan böylesine dev bir eğitim ordusundan azami düzeyde istifade etmeleridir. 

- Sayın Hocam, engin tecrübeleriniz ışığı altında üniversitenizi yeni kazanan ve halen okumakta olan öğrencilerinize ne gibi tavsiyeleriniz olabilir?

ÖĞRENCİLERİMİZ KENDİLERİNE PRENSİPLER GELİŞTİREREK GELECEĞE BAKMALIDIR

Üniversiteyi yeni kazanan ve hâlen eğitim hayatını sürdüren öğrencilerimiz eğer üniversitedeki öğrenim hayatlarında başarılı ve mutlu olmak istiyorsa; her şeyden önce doğru ve bilinçli bir tercih sonucunda yerleştikleri bölümlerde sahip oldukları imkânlar doğrultusunda, kendilerine birtakım prensipler geliştirerek geleceğe bakmalıdır. Benim bu noktadaki öğrencilerimize en önemli tavsiyem, öğrenim hayatları sırasında derslerini zamanında dinlemeli, verilen ödevleri zamanında yapmalı, akademisyenlerimizin ders anlatma sürecinden ve sonrasından azami düzeyde faydalanmalıdırlar. Her ne kadar şu anda küresel salgın döneminde derslerimizi ağırlıklı olarak çevrim içi yapsak da, en kısa sürede öğrencilerimizi kampüslerimizde, onlarsız hiçbir anlamı ve önemi olmayan binalarımızda ve sınıflarımızda görmek istiyoruz. Bu vesileyle tüm dünyayı etkisi altına alan küresel salgından bir an evvel kurtularak normal hayatımıza dönmeyi diliyoruz. Ayrıca yenilenen merkez kütüphanemizin imkânlarından dijital ve örgün olarak faydalanabilirler. Yine fakültelerimize bağlı öğrenci topluluklarımızın içinde yer alarak, her türlü bilimsel, akademik ve sosyal sorumluluk gerektiren projelere, çalışmalara imza atabilirler. Ağırlıklı olarak Ankara’nın merkezinde yer alan kampüslerimizin imkânlarını kullanarak, pek çok etkinliğe katılıp faaliyetler düzenleyebilirler. Ayrıca, öğrencilerimizden evlerinde bulundukları zaman diliminde, doğal olarak vakitlerinin çoğunu geçirdikleri internet sitelerinin içerik ve güvenliğine de dikkat etmelerini rica ediyorum.

- Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Gazi Üniversitesi yönetimi olarak bizler, ülkemizin ve Türk dünyasının, Türk milletinin meselelerine de sahip çıkarak duyarlılık göstermeye devam ediyoruz. Son zamanlarda Azerbaycan’da, Kıbrıs’ta, Suriye’de, Libya’da ve Doğu Akdeniz’de Devletimizin attığı adımları destekliyor ve bizlere düşen her türlü göreve hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Redaktör dergisi okuyucularına saygılar sunuyorum.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER