Seçmende Sürpriz Eğilim: AK Parti Önde CHP Yakın Takipte

ORC Araştırma Şirketi’nin 26 ilde 8–10 Aralık 2025 tarihleri arasında gerçekleştirdiği son siyasi eğilim anketi, Türkiye siyasetinde kritik bir dönemeç olduğunu gösteren çarpıcı sonuçları kamuoyuyla paylaştı. Ankete göre AK Parti ile CHP arasındaki fark 1 puanın altına inerken, orta sıralarda rekabetin giderek kızıştığı görüldü. 

 Oy Dağılımı: Başabaş Yarış

Anket sonuçlarına göre “Bu pazar genel seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuna verilen yanıtlar şöyle şekillendi: 

AK Parti: %32,3

CHP: %31,2

DEM Parti: %7,5

MHP: %7,2

İYİ Parti: %6,1

Zafer Partisi: %3,6

Büyük Birlik Partisi: %3,0

Yeniden Refah Partisi: %2,5

Saadet Partisi: %1,9

TİP: %1,5

Anahtar Parti: %1,2

Diğer partiler: %2,0

Bu dağılım, iki büyük partinin oy oranlarının birbirine çok yakın olduğunu ortaya koyarken, üçüncü sıradaki küçük ve yeni partilerin de toplamda anlamlı bir seçmen kitlesi oluşturduğunu gösteriyor. 

 Siyasi Rekabet Kızışıyor

Araştırma, AK Parti ile CHP arasındaki farkın giderek daraldığına işaret ediyor. Bu daralma, 2025’in farklı dönemlerinde açıklanan diğer ORC anketleriyle de paralel bir eğilim gösteriyor; örneğin Ekim ve Kasım aylarında yapılan çalışmalar da iki parti arasındaki farkın zaman zaman çok yakın olduğunu ortaya koymuştu. 

 Orta Sıralarda Rekabet

Anket verileri, sadece AK Parti ile CHP arasındaki farkın kapanmakla kalmadığını; aynı zamanda üçüncü sıradaki partiler arasında da sıkı bir yarış olduğunu gösteriyor. DEM Parti, MHP ve İYİ Parti gibi partiler arasındaki oy farklarının dar olması, orta sıralarda seçmenin eğiliminin daha belirsiz olduğunu ortaya koyuyor. 

Bu durum, siyasi parti stratejilerinin sadece iki büyük partinin rekabetiyle sınırlı kalmayacağını; küçük partilerin de ittifaklar ve olası seçim senaryoları üzerinde etkili olabileceğini düşündürüyor.

Anket çalışmalarının seçim takvimi olmamasına rağmen düzenli olarak yapılması, partilerin seçmen eğilimlerini takip etme ihtiyacını yansıtıyor. Siyasi kulislerde de bu tür verilerin, özellikle 2025 sonu ve 2026 başında gündeme gelebilecek siyasi beklentiler açısından önemli olduğu belirtiliyor.