RTÜK yasasının değiştirilmesinde Elimizi taşın altına koyacağız
ULUSAL HABERLERBaşbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “ Hükümet olarak RTÜK Yasası'nın değiştirilmesi ile ilgili prensip görüşlerimizi medya kuruluşlarını üzmeden adımlar atacağız. Ama istiyoruz ki beraber çalışalım. Sizler de elinizi taşın altına koyun" ifadesini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Anadolu Yayıncılar Derneğince ATO Meclis Salonu'nda düzenlenen "Kurumlar, Kurallar ve Yeni Medya Düzeni Çalıştayı"na katıldı. 64. Hükümet'te medyadan sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak görevini yürüttüğünü belirten Kurtulmuş, bu süre içinde çeşitli medya kuruluşları ile toplantılar yaptığını anımsattı. Kurtulmuş, Anadolu Yayıncılar Derneğinin düzenlediği toplantıyla da medyanın, önünde bulunan önemli meseleleri tartışma fırsatı bulunacağını söyledi.
MESLEK KURULUŞLARIMIZLA BİRLİKTE BU İŞİ BERABER YÜRÜTECEĞİZ
Kurtulmuş “ Bütün medya kuruluşlarımız, meslek kuruluşlarımızla birlikte bu işi beraber yöneteceğiz. Siz işin içerisindesiniz. Elini, ruhunu taşını altına koymuş arkadaşlarımızsınız, eksiklerinizi, gediklerinizi biliyorsunuz. Sektörün eksikliklerini, yapılması gerekenleri, atılması gereken adımları biliyorsunuz. Bu süre içerisinde, bu üç temel ilkeye hepimiz riayet ettiğimiz sürece biz de bütün gönlümüzü, ruhumuzu açarak sizlerle beraber, işbirliği halinde bu süreci yürütmeye kararlıyız. Bu kuruluşların her biri bir yasa ile kuruluyor, RTÜK anayasal bir sorumluluk olarak ortaya çıkmış, o anayasal sorumluluğun gereği olarak da 1994'ten itibaren yasayla ortaya çıkmış, basınla ilgili bir düzenleyici kuruluşumuz. Şimdiye kadar çok değişiklikler yapılmış RTÜK'le ilgili, bunları biliyorsunuz. Bundan sonra da değişiklikler yapılır, 'Yasası orada ve değişmez 'diye bir şey yok. RTÜK Yasası da Basın İlan Kurumunun da TRT'nin de yasası değişir. Yasaların toplumun ihtiyaçları çerçevesinde yenilenme mecburiyetinde olduğunu dile getiren Kurtulmuş, Türkiye'nin ihtiyaçlarının da sürekli değiştiğine işaret etti.
RTÜK'LE İLGİLİ YOĞUN ELEŞTİRİLER VAR.
Kurtulmuş, bu değişiklikleri parlamentonun yapacağını ancak talepleri dile getireceklerin yayıncılar olduğuna dikkati çekerek, RTÜK'ün hem kuruluşu hem de yaptığı faaliyetlerle ilgili yoğun eleştiriler olduğunu bildirdi. Bu eleştirilerden birinin RTÜK'ün özellikle seçim dönemlerinde verdiği cezalar olduğunu vurgulayan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı: "Bunlar çok sık gündeme geliyor, bu müeyyideler RTÜK'ün verdiği herhangi bir cezaya, bir kapatma cezasına vesaire karşı mahkemeye gidilebiliyor. Burada RTÜK de şunu diyemez; 'Bizim bir işimiz yok, YSK bu cezayı veriyor' diyemezsiniz. Raporu siz hazırlıyorsunuz. Sizin hazırladığınız, 'ceza verilsin' dediğiniz raporların bir kısmına YSK ceza vermiyor, bir kısmına 'ceza verilmesin' dediklerinize bir kaç ceza birden veriliyor. Eyvallah, cezayı YSK veriyor ama raporu da RTÜK görevi gereği tutuyor. Ben sadece kişisel görüşümü ifade ediyorum, bu konuda değişiklik yapılması için de siyasi olarak üzerimize düşeni yapacağımızı burada çok net kameralar önünde de söylüyorum. Bu eski bir iştir, TRT'nin yek yayıncı olduğu, kamu yayıncılığının dışında hiçbir yayıncılığın yapılmadığı döneme ilişkin bir uygulamadır. Yani herhangi bir televizyon kanalı, neden televizyon yayınlarını seçim dönemi yaparken eşit davranmak zorunda olsun? O televizyon kuruluşunun parasını devlet vermedi ki. O televizyon kuruluşu kamusal yayın yapmıyor ki, ticari bir faaliyette bulunuyor. Dolasıyla basınla ilgili olan kurumlardan seçim zamanlarında 'her partiye eşit şekilde yer verin' beklentisi doğru bir beklenti değildir” ifadelerini kullandı.
HER MEYDA KURULUŞUNUN BİR SİYASİ PARTİ SEÇME ÖZELLİĞİ VARDIR
Her siyasi partinin veya adayların kendine yakın yayın kuruluşunu bulabileceğini ve onlar üzerinden kendi görüşlerini kamuoyuyla paylaşabileceğini aktaran Kurtulmuş, "A partisine yakın olan bir medya kuruluşuna, 'illa sen A partisi kadar B partisine de yer vereceksin' demek, bir adalet arayışı değildir" diye konuştu.
OLAĞANÜSTÜ AĞIR CEZALAR VERİLDİ
Bu eleştiri ile 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde sıkça karşılaştıklarının altını çizen Kurtulmuş, YSK'nın bu raporlara dayanarak bazı kanallara olağanüstü ağır cezalar verdiğini anımsattı. Bunun kabul edilebilir bir yanı olmadığını açıklayan Kurtulmuş, aynı zamanda basın özgürlüğü ile de bağdaşmadığını bildirdi. Kurtulmuş, "Dolasıyla basın özgürlüğü diyenlerin aynı zamanda televizyon kurumlarının seçim dönemlerinde ekranlarının karartılmasının da bir basın özgürlüğüne karşı ihlal olduğunu dile getirmeleri gerekir" dedi.
ELİNİZİ TAŞIN ALTINA KOYUN
İsteklerinin bu işi sadece parlamentoda çözmek olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, meslek kuruluşları marifetiyle bir kamuoyu oluşmasını da arzu ettiklerini belirtti. Kurtulmuş, "Bu çerçevede biz de hükümet olarak RTÜK Yasası'nın değiştirilmesi ile ilgili prensip görüşlerimiz bu yöndedir. Bu anlamda adımlar atacağız ama istiyoruz ki beraber çalışalım. Sizler de elinizi taşın altına koyun" ifadesini kullandı.
KAMU SPOTLARIYLA İLGİLİ DÜZENLEME
Anadolu medyasının ne kadar zor ayakta durduğunu bildiklerini aktaran Kurtulmuş, özellikle kamu spotları ve ilanları ile ilgili bir düzenleme yapılmasının bu yayıncıları rahatlatacağını düşündüğünü bildirdi. Kurtulmuş, bu konuyla ilgili yayıncılardan somut teklif beklediklerini söyledi. Kurtulmuş, Türkiye'nin tezlerinin tüm dünyada çok güçlü şekilde anlatılması için güçlü bir medyaya ihtiyaç olduğunu vurguladı. Çok fazla satan, çok reyting alan bir gazete veya televizyon, çok iyi bir medya kuruluşudur anlamına gelmez. Çok iyi ve başarılı bir medya kuruluşu, halkın talep ve beklentilerini dile getiren, bu ülkenin ulusal çıkarlarını koruyan, bu ülkenin milli menfaatlerini her türlü meselenin üzerine koyan, ortak meseleler üzerinde gerçekten buluşabilen, milletin bütün fertlerinin hak ve onurunu, şerefini, kendisinin hakkı ve onuru, şerefi olarak gören bir medya anlayışı ile olabilir” dedi.
YEREL TELEVİZYONLARIN SORUNLARINI DİLE GETİRDİ
Anadolu Yayıncalar Derneği Başkanı Sinan Burhan Çalıştay’da yaptığı konuşmada “ Ne zaman Anadolu Medyası denilse Başbakan Yardımcımız Numan Kurtulmuş her zaman yanımızda olmuştur. 7 Haziran seçimleri ve 1 Kasım seçimlerinde televizyon kanallarının en fazla şikâyet ettiği konu para cezaları. Bu konu hakkında bir çalıştay düzenleyerek sorunlarımızı dile getirmek istedik. Bir diğer konu ise yerel ve ulusal gazeteler resmi ilanlardan istifade ediyorlar. Bizler de kamu spotlarından istifa etmek istediğimizi kamu spotlarının ücretli olarak televizyonlarda yayınlanması gerektiğini ifade ettik. Türksat uydu fiyatları dolar endeksli olarak ödeme yapılıyor. Oysa biz reklamları TL cinsinden alıyoruz. Dolar’da ki dalgalanma Anadolu kanallarını olumsuz etkiliyor. O nedenle türksat ile ilgili bir talebimiz oldu. Bu konular hakkında umut ediyoruz ki önemli adımlar atılacaktır” diyip sözlerini tamamladı.
Gazete kurmak berber dükkanı kurmaktan daha kolay
Anadolu Yayınlar Derneği Kurumlar, kurallar ve yeni Medya Çalıştayı 2. Oturumda gazetecilerin sorunlarını dile getirmek için konuşma yapan Anadolu Gazetesi Genel Yayın Müdürü İbrahim Gökdemir “ Taşrada ve yerelde yayın yapan gazetelerin sorunları var ancak televizyonların sorunları kadar büyük sorunları yok. Gazetenin sorunları dile getirecek olursak mesela bir gazete servisi kurmak o kadar kolay ki bugün Ankara’da yaşıyoruz buradan örnek veriyorum. Ankara valiliğine çıkartacağınız gazeteleri içeren bir dilekçe yazdığınızda ertesi gün gazeteyi çıkarmaya başlıyorsunuz. Yani bir gazete çıkarmak bu kadar kolay olmamalı. Mesela bir berber dükkânı açmaya kalksanız bu kadar kolay olmaz. Ruhsat isterler ustalık belgesi isterler itfaiden izin kâğıdı istiyorlar. Bir berber dükkanı açabilmek için bile en az 1 ay uğraştıracak prosedür gerekiyorsa gazete açmak bir medya kuruluşu var etmek bu kadar kolay olmamalı herkes istediği zaman gazete kuramamalı. Bir diğer konu ise yerel gazetelerin Basın İlan Kurumu nezdinde ilan ücreti 9,60 TL idi bir ay öncesine kadar. Sütün fiyatlarının yerel gazetelerin gücünü artırmak için 15 lira olması beklenirken 10 lira kırk kuruş yükseldi. Beklenti 15 liraydı ama yapılmadı. Bu yönden yapılan zam yerel gazeteler için yetersizdir. Bu konunun da gereğinin yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Gazete ve televizyonları ilgilendiren bir diğer sorun ise Anadolu Ajansından faydalanamıyoruz. Bunun tek nedeni fiyatlarının çok yüksek olmasından kaynaklı. Bugün Türkiye geneli ve dünya geneli haber servislerine baktığınız zaman 2 bin beş yüz TL gibi bir rakam talep ediliyor. Hiçbir medya kuruluşu bunu karşılayacak güçte değil. Şöyle alternatifler sunmuşlar. İnternet gazeteciliği adı altında bir servisleri var bu internet gazeteciliğinden haber aldığınız zaman Anadolu Ajansı günde 1500 haber servisi yapıyorsa bunun içerisinden elemeler yaparak size sadece 400 tane haber servisi yapıyor. Onun değeri de 1250 lira yani böyle bir şart konulmaması gerekiyor. Türkiye ve dünya genelinde tüm servis ettiği haberlerden yerel gazeteler faydalanması gerekiyor ayrıca bölgesel fiyatlanma yapmışlar örneğin İç Anadolu bölgesine abone olursanız 250 lira gibi bir rakam bahsediliyor. Ama İç Anadolu bölgesinin haberleri bize yetersiz kalıyor. Öyle bir durumda da gönderdiği haber sayısı 40 tane. O yüzden Anadolu Ajansının da hem haber hem de fiyat konusunda değerlendirmesi ve yerel medyaya ayrımcılık tanımasını rica ediyoruz” dedi.
Eski alışkanlıklardan kurtulun
Kurumlar, Kurallar Ve Yeni Medya Düzeni Çalıştayında konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş,“Bazı arkadaşların kurucu iradeden anladıkları, paletlerin gücüyle iktidara gelmiş olanların atadığı 3-5 hukukçudan ibarettir. Biz diyoruz ki artık 3-5 hukukçunun yaptığı anayasa metni değil milletin ruhunu temsil eden, milletin temsilcilerinin yaptığı bir anayasaya Türkiye'nin ihtiyacı var" dedi.
SİVİL BİR ANAYASA İSTİYORSANIZ HODRİ MEYDAN
Kurtulmuş, “Türkiye'nin önemli, temel meselelerinden birinin de yeni anayasa olduğunu belirtti. Türkiye'nin uzun yıllardır sivil, demokratik ve katılımcı yeni anayasa konusunu tartıştığını bildiren Kurtulmuş, şunları söyledi: "Bu anayasanın yapılması için bütün siyasi partilere bir kere daha çağrıda bulunuyoruz, herkes sepetinde ne pamuk varsa, eteklerinde hangi taşlar varsa onları ortaya çıkarsın, masanın üzerine koysun. Hiç kimse 'Kırmızıçizgilerimiz budur' diyerek ortaya çıkmasın. Bir tane kırmızıçizgisi vardır anayasa konusunda bu milletin; bu millet artık diyor ki 'Anayasalar bundan böyle paletlerin şakırtıları altında, silahların gölgeleri altında yapılmasın, artık sivil bir anayasa olsun.' Asıl olan budur, gerisi teferruattır. Sivil bir anayasa istiyorsanız hodri meydan. Kurtulmuş, milletin parlamentodaki dört partiye de yeni anayasa, sivil bir anayasa talebi dolayısıyla oy verdiğini vurgulandı. Kurtulmuş, "Biz iktidar partisi olarak, AK Parti olarak hiçbir ön yargı, milletin çizdiği bu kırmızıçizgiden başka hiçbir kırmızıçizgi çekmeden kendi hazırlığımızı yapıyoruz” diye konuştu.
BIRAKIN BU ESKİ ALIŞKANLIKLARI
Özellikle kendi seçmenlerinden bu konuda gelen bazı eleştirileri de göz önünde bulundurarak parlamentodaki partilerin eşit sayıda üye verdikleri anayasa komisyonunu kurduklarını anımsatan Kurtulmuş, "Biz iyi niyetimizi göstermek için 'kimin ne kadar milletvekili olursa olsun üçer temsilci gelsin' dedik. 12 kişi, dört partiye eşit olarak bölündü. Burada herkes anayasanın ruhu, felsefesi, anayasanın öngördüğü sistem, yürütme sistemi, anayasanın öngörmesi gereken güçler ayrımı prensibi ve kontrol mekanizmaları, bütün bunları konuşalım. 'Yeni Türkiye'nin ihtiyacı nelerse bütün bunları konuşalım' derken hiç kimsenin 'Şu konu masadaysa biz yokuz' deme hakkı yoktur. Kim, neyi bahane ederek masadan kalkarsa halkın gözünde onun adı anayasa kaçkını olur. Anayasa kaçkını olurlar" dedi.
İlginizi Çekebilir