Balıkesir Depremi Sonrası Uzmanlardan Yapı ve Zemin Sağlamlığı Uyarısı

Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki deprem sonrası uzmanlar, güçlü yapı stokunun önemine dikkat çekerek, deprem gerçeğinin unutulmaması çağrısında bulundu. Deprem, yalnızca Balıkesir’de değil, İstanbul başta olmak üzere çevre illerde de hissedildi.

Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz, fay hattının Gediz civarından başlayıp Simav’dan geçtiğini ve Sındırgı’nın batısına kadar uzandığını belirtti. Tarihte 1970, 2009 ve 2011 yıllarında da depremler üreten bu fayın halen aktif olduğunu ifade eden Tüysüz, “Depremden sonra yaklaşık 250 civarında artçı deprem oldu. En büyüğü 4,6 büyüklüğünde. Bu fay, deprem üretmeye devam edecek” dedi.

Prof. Dr. Tüysüz, Marmara Denizi’nde uzun süredir beklenen büyük depreme de değinerek, Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki birçok fayın 7’nin üzerinde deprem riski taşıdığını vurguladı. “Türkiye’de 500’ü aşkın fay var ve bunlardan herhangi biri 5 veya 6 büyüklüğünde deprem üretebilir. Bunları önceden tam olarak hesaplayamıyoruz” diye konuştu.

Yapı ve Zemin Sağlamlığı Hayati Önemde

Depreme dayanıklı yapı inşa etmenin önemine dikkat çeken Tüysüz, “Yıkılan binada beton içinde 10-15 santimetrelik yuvarlak çakıllar vardı. Bu beton için kabul edilemez. Artık nervürlü demir ve hazır beton kullanılmalı” uyarısında bulundu. Ayrıca, zeminin de binaların dayanıklılığında kritik rol oynadığını belirtti.

Deprem öncesi alınması gereken tedbirler konusunda vatandaşlara çağrıda bulunan Tüysüz, “Evde eşyaları sabitledik mi? Yangın söndürücümüz var mı? Basit ilk yardım bilgisi öğrendik mi? Öncelikle kendimizi hazırlamalıyız. Ayrıca idari mekanizmaları deprem dayanıklı yerleşim için zorlamalıyız” dedi. Tüysüz, depreme hazırlıklı olunmadığı sürece zararın kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

“Yıkılan Binaların Tamamı 2000 Öncesi Yapı”

İstanbul Arel Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan ise Balıkesir’de yaşanan 6,1 büyüklüğündeki depremin bölgede beklenen bir sarsıntı olduğunu söyledi. Hasarın az olmasının nüfus yoğunluğunun düşük olmasından kaynaklandığını belirten Altan, kırsal bölgelerde mühendislik hizmeti almayan yapıların yıkıma uğradığını ifade etti.

Yıkılan dört binanın tamamının 2000 yılı öncesi yapılar olduğunu açıklayan Altan, “2000 öncesi yapı stokumuzu tek tek kontrol etmeli, güçlendirmeli ya da yenilemeliyiz. Fay hatlarını kontrol edemeyiz ama binaları depreme dayanıklı hale getirebiliriz” dedi.

Kentsel dönüşüm kapsamında devlet desteklerinin devam ettiğini belirten Altan, “Belediyelerde kentsel dönüşüm başkanlıkları kuruldu. Türkiye geneline yayılması ve projelere ağırlık verilmesi gerekiyor. Depremi afet olmaktan çıkarmanın yolu, binaları güvenli hale getirmektir” ifadelerini kullandı.